İşkence, ülkemizin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olabilmesi, bireylerinin de "insan değerlerini" hak ettikleri düzeyde yaşayabilmesi yolunda, kuşkusuz en büyük engel. Kamuoyu tarafından da yıllarca tartışılan, mağdurlarının ibret verici öykülerinin iliklerimize işlediği bir konu. Filistin Askısından Fezlekeye İşkencenin Kitabı, belki de işkencenin ilk "resmi onayı"nın belgelerini içeriyor. Dr. Sema Pişkinsüt, bu insanlık ayıbının ülkemizde yaşanan boyutunu gözler önüne seriyor. Başkanlığını yaptığı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu çalışmaları sırasında elde ettiği resmi ve somut verilere gözlemlerini ekleyerek, ulaşılması kolay olmayan bu bilgileri, öğrenilmesi ve tartışılması amacıyla kamuoyuna sunuyor. Ve ekliyor: "Türkiye, önündeki engelleri aşacaktır. Bunun için herkese, en başta da devletimize büyük görevler düşmektedir. Açık ve etkin bir yönetim, toplumsal istekleri dile getiren ve bunun izleyicisi olan örgütlü toplum ile bunları dikkate alan bir yasama ve hızlı, etkin işletilen bir yargı, bu sorunlarımızın aşılmasının hem gereği hem koşuludur."
Dr.Sema Pişkinsüt’ün TBMM komisyonunda görevliyken yurt çapında işkence ile ilgili görüştüğü binden fazla insanın anlattıklarını içeren tüyler ürpertici;bir yandan AB’ye girmeye çalışan diğer yandan hukuk devleti olmaya çalışan Türkiye’nin acı tablosu ve insanlık suçu ile ilgili herşey bu kitapta!Sanırım çağdaş Türkiye için daha çok yol katetmemiz gerektiğini ispatlayan en yeni kitap…
Bir komedi yaşanıyor bizim ülkemizde. Gidip insan hakları komisyonu kuruyoruz. Sonra başına atadığımız insanı yıllardır var olan ve bilinen işkenceyi ortaya çıkardı diye cezalandırmaya uğraşıyoruz. Dr. Sema Pişkinsüt ne acıdır ki tüm çıplaklığıyla işkencenin varlığını ortaya çıkardı ve bu kitapla bize ortaya çıkardığı rezaleti ve barbarlığı bize gösteriyor. Türkiye’nin gerçek ama görmemezlikten bir yarasını kalbiniz kaldırabilirse okumanızı tavsiye ederim…
İşkence, insanın insana, insanlık adına yaptığı en büyük vahşet! Ulus, ülke, sınır farkı tanımıyor! Biçim değişse de öz her yerde aynı!.. Beyne acı yükleyip, bilincin bütünlüğünü zayıflatıp, parçalamak… İnsanın kişiliğini elinden almak… Kullanılan aletler değişebiliyor.. Belki sorgu tekniği de.. Ancak işkencenin kendisi hiç değişmiyor. Uluslararası ortak bir dil gibi… Hece kalıpları, kadına, erkeğe göre değişse de, hitap biçimleri veya cümle yapısı farklılık gösterse de. dil hep aynı kalıyor:İŞKENCE…İşkence ülkemizin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk eti olabilmesi: bireylerinin de “insan değerlerini” hak ettikleri düzeyde yaşayabilmesi yolunda, kuşkusuz en büyük engel. Kamuoyu tarafından da yıllarca tartışılan, mağdurlarının ibret verici öykülerinin iliklerimize işlediği bir konu. Filistin Askısından Fezlekeye İşkencenin Kitabı, belki de işkencenin ilk “resmi onayı”nın belgelerini içeriyor.Dr.Sema Pişkinsüt. bu insanlık ayıbının ülkemizde yaşanan boyutunu gözler önüne seriyor. Başkanlığını yaptığı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu çalışmaları sırasında elde ettiği resmi ve somut verilere gözlemlerini ekleyerek, ulaşılması kolay olmayan bu bilgileri, öğrenilmesi ve tartışılması amacıyla kamuoyuna sunuyor. Ve ekliyor:”Türkiye, önündeki engelleri aşacaktır. Bunun için herkese, en başta da devletimize büyük görevler düşmektedir. Açık ve etkin bir yönetim, toplumsal istekleri dile getiren ve bunun izleyicisi olan örgütlü toplum ile bunları dikkate alan bir yasama ve hızlı, etkin işletilen bir yargı, bu sorunlarımızın aşılmasının hem gereği hem koşuludur.”
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Dr.Sema Pişkinsüt’ün TBMM komisyonunda görevliyken yurt çapında işkence ile ilgili görüştüğü binden fazla insanın anlattıklarını içeren tüyler ürpertici;bir yandan AB’ye girmeye çalışan diğer yandan hukuk devleti olmaya çalışan Türkiye’nin acı tablosu ve insanlık suçu ile ilgili herşey bu kitapta!Sanırım çağdaş Türkiye için daha çok yol katetmemiz gerektiğini ispatlayan en yeni kitap…
Bir komedi yaşanıyor bizim ülkemizde. Gidip insan hakları komisyonu kuruyoruz. Sonra başına atadığımız insanı yıllardır var olan ve bilinen işkenceyi ortaya çıkardı diye cezalandırmaya uğraşıyoruz. Dr. Sema Pişkinsüt ne acıdır ki tüm çıplaklığıyla işkencenin varlığını ortaya çıkardı ve bu kitapla bize ortaya çıkardığı rezaleti ve barbarlığı bize gösteriyor. Türkiye’nin gerçek ama görmemezlikten bir yarasını kalbiniz kaldırabilirse okumanızı tavsiye ederim…
İşkence, insanın insana, insanlık adına yaptığı en büyük vahşet! Ulus, ülke, sınır farkı tanımıyor! Biçim değişse de öz her yerde aynı!.. Beyne acı yükleyip, bilincin bütünlüğünü zayıflatıp, parçalamak… İnsanın kişiliğini elinden almak… Kullanılan aletler değişebiliyor.. Belki sorgu tekniği de.. Ancak işkencenin kendisi hiç değişmiyor. Uluslararası ortak bir dil gibi… Hece kalıpları, kadına, erkeğe göre değişse de, hitap biçimleri veya cümle yapısı farklılık gösterse de. dil hep aynı kalıyor:İŞKENCE…İşkence ülkemizin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk eti olabilmesi: bireylerinin de “insan değerlerini” hak ettikleri düzeyde yaşayabilmesi yolunda, kuşkusuz en büyük engel. Kamuoyu tarafından da yıllarca tartışılan, mağdurlarının ibret verici öykülerinin iliklerimize işlediği bir konu. Filistin Askısından Fezlekeye İşkencenin Kitabı, belki de işkencenin ilk “resmi onayı”nın belgelerini içeriyor.Dr.Sema Pişkinsüt. bu insanlık ayıbının ülkemizde yaşanan boyutunu gözler önüne seriyor. Başkanlığını yaptığı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu çalışmaları sırasında elde ettiği resmi ve somut verilere gözlemlerini ekleyerek, ulaşılması kolay olmayan bu bilgileri, öğrenilmesi ve tartışılması amacıyla kamuoyuna sunuyor. Ve ekliyor:”Türkiye, önündeki engelleri aşacaktır. Bunun için herkese, en başta da devletimize büyük görevler düşmektedir. Açık ve etkin bir yönetim, toplumsal istekleri dile getiren ve bunun izleyicisi olan örgütlü toplum ile bunları dikkate alan bir yasama ve hızlı, etkin işletilen bir yargı, bu sorunlarımızın aşılmasının hem gereği hem koşuludur.”