“...Dua bayraklarıyla kaplı yüksek geçitlerde duruyoruz. ‘Kuş uçmaz kervan geçmez’ sözü buralar için söylenmiş olmalı. Bir bisikletli maceracı geçiyor yanımızdan. Özenmemem mümkün değil. Bu topraklara bir daha geleceksem, böyle gelmeliyim, diye geçiriyorum içimden... ““Kumulların dalgası. Yüreğimin kıyısında Tibetli çocukların güzel bakışları. Bulutların köpüğü. Ve muska ve bayrak. Geçiş ve geçiş. Duaların döngüsü. Adak ve sunak. Ne başlangıç ne bitiş: akış ve akış. Dönüş ve dönüş. Buzlu zirvelerin beyazı, eteklere doğru, bir sufi dönüyormuşcasına, bir mevlevi, bir kadiri beyaz pelerinleriyle...Döne döne nereye, içinden başka nereye çıkış, nereye kaçış.”
Kitap klasik bir gezi kitabı değil. Gezi-şiir-fotoğraf kitabı denemesi gibi. Bu deneme yapılırken bol bol Budist kültürden esinlenilmiş. Yazar; hiç bir zaman yazmak için seyahat etmediğini söylemiş. Sallantılı yolda,dağ hastalığının verdiği baş ağrılarıyla, yorgunluk ve uykusuzluk ile tutulmuş notlar, yol boyu ve sonrası peşini bırakmayan tüm duyusal uyaranlar ve imgeler, gerek Tibet’in coğrafyası ve insanı, gerekse Tibet Budizmiyle birleşince kitabın filizlendiğini ifade etmiş. Kitap yazarın ifade ettiği gibi bir kitap.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
kağıt baskısından içeriğine her şey çok güzeldi.
Kitap klasik bir gezi kitabı değil. Gezi-şiir-fotoğraf kitabı denemesi gibi. Bu deneme yapılırken bol bol Budist kültürden esinlenilmiş. Yazar; hiç bir zaman yazmak için seyahat etmediğini söylemiş. Sallantılı yolda,dağ hastalığının verdiği baş ağrılarıyla, yorgunluk ve uykusuzluk ile tutulmuş notlar, yol boyu ve sonrası peşini bırakmayan tüm duyusal uyaranlar ve imgeler, gerek Tibet’in coğrafyası ve insanı, gerekse Tibet Budizmiyle birleşince kitabın filizlendiğini ifade etmiş. Kitap yazarın ifade ettiği gibi bir kitap.