‘Ortadoğu büyük bir kâbusun içindeydi. Savaş, acıdan, kandan ve zulümden başka bir şey getirmiyordu. İnsanlık bu kâbuslardan kurtulacak mıydı? Bir ilâhi dokunuş gönüllerdeki kinleri yıkayacak, sevgi ve barış kazanacak mıydı?’Göksel İhtilal aslında yakın zamanlı, Amerika, İran, İsrail ve Türkiye eksenli bir ütopya kitabı. Aynı zamanda dünya jandarmalığına soyunan sinsi politikaların sahibi Amerika’ya dur demek üzerine bir manifesto. Sene 2009’u gösterirken ve dünyada hiçbir şey değişmemişken Mesih ve Deccal’in çatışmasına tanıklık ediyoruz. Mesih iyilik dolu ruhlarla insanlığın gönlüne tekrar sevgi tohumları ekmeyi amaçlıyor. Amerika ise sorumsuzca yaptıklarının cezasını çekmek zorunda kalıyor; doğal afetlerle sarsılıyor. Dünyada tek iyiliksever güç haline gelen Türkiye de yardıma koşuyor. Türkiye’nin yardımıyla ayağa kalkabilecek bir Amerika portresi var karşımızda. Ve Türkiye’nin etkisine girmiş bir dünya... Oğuz Düzgün imzalı Göksel İhtilal, ‘Dünya Devleti Türkiye’ portresi çiziyor, bunu yaparken de ‘göksel güçler‘ dediği iyi ruhlardan ilham alıyor.
Yazarın kendisi benim saygıdeğer öğretmenim olmakla beraber yazdığı kitapları çok beğenilmektedir.yazdığı kitaplar insanı derine sürüklemekle beraber insanı düşündürmektedir.Kendisine başarılar dilerim(Ö.S.A.L)(Enes aydınlı)
bilim kurgu ve fantastik tarda yazılan bu kitap içimizden, bizden birinin de hem de kendi dünyamiza ait öğeleri, imlersağını solunu eğip bükmede, bira batılı olsun biraz çağdaş olsun fantezilerine girmeden yazılmış ; eğlenceli sürükleyici bir eser olmuş… belki reel dünyada karşılık bulmakta zorlanacak okuyucu ama yazar okuyucuya bir idealini, bir tutkusunu, bir özlemini paylaşması ve okuyucusunu kendi dinamiklerine(tarihine, kültürüne, inançlarına..) inandırması açısından önemli görüyorum. yazara yazın hayatında başarılar dilerim…
Şimdi kitap için olumsuz yorum yapmak, atıp tutmak çok kolay. Sonuç olarak ortada bir emek var. En azından öyle gözüküyor. Ancak böyle TUHAF kitaplar yazmanında ne alemi var. Değişik bir tarz yapmak isteyebilirsiniz. Hatta güzel mesajlar vermekte isteyebilirsiniz. Ama böyle abzürt şeyler yazmak (yazarın affına sığınıyorum , mutlaka iyi niyetle yazmıştır) bir edebiyatçıya yakışmıyor. Fantastik edebiyata merakınız olabilir. O tarz şeyleri bende severek okurum. Demek istediğim Eminemin sordum sarı çiçeği söylemesi, mars kurulan koloniler, ışınlanmalar, ve bir sürü şey. Yani aslında malzeme okadar zenginki… Sonsuz hayal gücünüzü kullanarak iyi şeyler yazabilirsiniz. Lakin bu kitaptaki hayal gücü çok sığ kalmış…
Kitapları birbirine benzetmek aslında çok doğru bir yaklaşım değil. Mutlaka yeni yazılmış olan eserler bir önceki eserlerden etkilenmiştir. Bu büyük yazarlar içinde kaçınılmaz olandır. Bu kitapta giriş bölümü itibarı ile Metal fırtına isimli kitapla benzerlik göstermekte o açıdan bu tarz seven okuyuculara hitap edebilir. Lakin, kitabın ilerleyen sayfalarında yazılanlar oldukça ilginç! Örneğin ilk aklıma gelen Eminemin müslüman olup Yunus Emrenin SORDUM SARI ÇİÇEĞE isimli ilahisini ingilizceye çevirip kendi müzüğiyle bir sentez oluşturarak yeni bir tarz oluşturması. Hatta rahatlamak için ABD başkanının bile bu müziği dinlemesi GERÇEKTEN ÇOK İLGİNÇ! AYrıca 2009 da geçen hikaye Türkiyeyide teknolojik açıdan bayağı ilerlere götürmüş. Örneğin ışınlamayı mühendislerimiz başarıyla gerçekleştirmiş. Hatta Marsta bile yaşayan kolonilerimiz var! Yazılan her şeye sonsuz saygım var ama bu kitapt ayazılanlarda artık biraz fazla olmuş…
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Yazarın kendisi benim saygıdeğer öğretmenim olmakla beraber yazdığı kitapları çok beğenilmektedir.yazdığı kitaplar insanı derine sürüklemekle beraber insanı düşündürmektedir.Kendisine başarılar dilerim(Ö.S.A.L)(Enes aydınlı)
bilim kurgu ve fantastik tarda yazılan bu kitap içimizden, bizden birinin de hem de kendi dünyamiza ait öğeleri, imlersağını solunu eğip bükmede, bira batılı olsun biraz çağdaş olsun fantezilerine girmeden yazılmış ; eğlenceli sürükleyici bir eser olmuş… belki reel dünyada karşılık bulmakta zorlanacak okuyucu ama yazar okuyucuya bir idealini, bir tutkusunu, bir özlemini paylaşması ve okuyucusunu kendi dinamiklerine(tarihine, kültürüne, inançlarına..) inandırması açısından önemli görüyorum. yazara yazın hayatında başarılar dilerim…
Şimdi kitap için olumsuz yorum yapmak, atıp tutmak çok kolay. Sonuç olarak ortada bir emek var. En azından öyle gözüküyor. Ancak böyle TUHAF kitaplar yazmanında ne alemi var. Değişik bir tarz yapmak isteyebilirsiniz. Hatta güzel mesajlar vermekte isteyebilirsiniz. Ama böyle abzürt şeyler yazmak (yazarın affına sığınıyorum , mutlaka iyi niyetle yazmıştır) bir edebiyatçıya yakışmıyor. Fantastik edebiyata merakınız olabilir. O tarz şeyleri bende severek okurum. Demek istediğim Eminemin sordum sarı çiçeği söylemesi, mars kurulan koloniler, ışınlanmalar, ve bir sürü şey. Yani aslında malzeme okadar zenginki… Sonsuz hayal gücünüzü kullanarak iyi şeyler yazabilirsiniz. Lakin bu kitaptaki hayal gücü çok sığ kalmış…
Kitapları birbirine benzetmek aslında çok doğru bir yaklaşım değil. Mutlaka yeni yazılmış olan eserler bir önceki eserlerden etkilenmiştir. Bu büyük yazarlar içinde kaçınılmaz olandır. Bu kitapta giriş bölümü itibarı ile Metal fırtına isimli kitapla benzerlik göstermekte o açıdan bu tarz seven okuyuculara hitap edebilir. Lakin, kitabın ilerleyen sayfalarında yazılanlar oldukça ilginç! Örneğin ilk aklıma gelen Eminemin müslüman olup Yunus Emrenin SORDUM SARI ÇİÇEĞE isimli ilahisini ingilizceye çevirip kendi müzüğiyle bir sentez oluşturarak yeni bir tarz oluşturması. Hatta rahatlamak için ABD başkanının bile bu müziği dinlemesi GERÇEKTEN ÇOK İLGİNÇ! AYrıca 2009 da geçen hikaye Türkiyeyide teknolojik açıdan bayağı ilerlere götürmüş. Örneğin ışınlamayı mühendislerimiz başarıyla gerçekleştirmiş. Hatta Marsta bile yaşayan kolonilerimiz var! Yazılan her şeye sonsuz saygım var ama bu kitapt ayazılanlarda artık biraz fazla olmuş…