Hayatta hiçbir sevinç, keder, talihsizlik ya da şans kimseye özel olmadığı gibi herkesin bunları yaşayışı, verdiği sınav, aldığı ders birbirinden farklı. Yine de ortak kaderler, ortak mücadeleler insana yalnız olmadığını hissettirip güç verir. Hakikatler Kulübü, gerçeklerle yüzleşmeye cesareti olanların kulak verebileceği bir hesap defteri. Hastalıklarla dinamikleri değişen evliliklerini sürdürmeye, kocalarını destekleyip çocuğuna umut olmaya, evi idare etmeye, ayakta durmaya çalışan, direngen kadınların farklı minvallerde yolculukları. Biri beyaz yakalı diğeri onun evini temizlemeye gelen iki farklı dünyadan iki farklı kadının güç ve güçsüzlüklerinin irdelendiği hayat kesitleri. Dünyaların bir anda yıkılıp baştan inşa edilişinin kimi acıklı, kimi ibretlik, kimi ümide hasret hikâyesi.Müjde Alganer’in güçlü kalemiyle okuru sarsıcı bir yolculuğa çıkaracağı Hakikatler Kulübü; bazen üzücü bazen umutlu, kimi mistik, kimi gerçekçi hayat karelerinden ve kendimize söyleyemediklerimizden müteşekkil bir iç sesler metni.
İki ayrı kadın, iki ayrı kültür, ama iki tarafın yaşadığı farklı acılar, uzaktan hayal gibi görünen evlerin içindeki sonsuz dramlar. Çok güzel anlatılmış, bir çırpıda bitiverdi. Eminim bir gün filme uyarlanacak bu kitap. Yazarımızın emeğine yüreğine sağlık
Öncelikle ben kitabı çok beğendim. İki güçlü kadın (Simla ve Aynur) üzerinden dik duruşun, sadakatin ve sabrın en güzel örneklerini görüyoruz.. Bu arada gerçekten güçlü kadınlara selam olsun.
Yazarımız kitapta kadınların ne durumda, ne tahsilde olursa olsun her zaman içlerinde ki gücün farkına varmalarını anlatıyor.
Kitabın konusuna gelirsek. Kısaca Simla, tarafından baktığımız da Teoman bey’in kanser ile mücadelesinde ev içerisinde ki bireylerin zorlu hayatları düşünceleri, psikolojik durumları ele alıyor. Daha çok psikolojik şiddeti ele alıyor.
Aynur tarafından baktığımız da ise zorlu bir hayat mücadelesi veren kadının, malulen emekli boynu posu devrilsin dediğim alkolik kocası Halil karakteri ile kızıyla birlikte savaş veren bir annenin durumunu ele alınıyor. Burada ise her türlü zorba düzen ve fiziksel şiddet ele alınıyor..
Kitabın ana teması olarak Kadın ve Gücü görülebilir.
Bazı kitaplar okuyorum ruhumu delip geçiyor. Duygusal olarak bambaşka bir boyuta taşıyor. Üzülüyorum, kızıyorum, şaşırıyorum…Ama işte böyle kitaplara da çok nadir rastlıyorum. Bu kitap da onlardan biri.
İki ayrı kadın, iki ayrı hayat. Hem de bambaşka hayatlar. Simla, belki hepimizin imrenecegi bir hayata sahipken eşinin hastalığı ile bambaşka bir yola savruluyor. Aynur ise hasta ruhlu bir eş ile mücadele ederek çocuk büyütmeye çalışıyor. Halil ve Teoman, eşleri. Biri fiziksel, biri psikolojik şiddet uyguluyor. Sonunda iki kadın da bir karar alıyor. Birine neden, birine iyi ki dedim. Ama kitabın sonunda afalladım.
Mutlaka okuyunuz, ancak o zaman ne dediğimi anlayacaksınız..
Çok sevdiğim kitapları anlatmak hep daha zor gelmiştir bana. Ya yeterince iyi ifade edemezsem, ya hakkını veremezsem diye tereddütte kalırım. O yüzden baştan beni çok etkilediğini ve çok sevdiğimi belirtmek isterim. Yasamak tatlı bir rüya değil maalesef, inişleriyle çıkışlarıyla, acılarıyla, sevinçleriyle sürüp gider. Sevgili Müjde Alganer ‘de bu kitabı 2019 senesinde kaybettiği eşi ile yaşadıklarından etkilenerek yazmış. Her insan büyük ya da küçük acılar, hüzünler, kayıplar yaşar ama bunu kelimelere dökmek, bu yaşanmışlıklardan farkındalık yaratacak bir eser çıkarmak herkesin yapabileceği bir şey değil…Bu yüzden yazarı yürekten kutlarım.
Kıştan sonra kış gelmez evet ama bazen o kışlar çok çetin geçer de bahara sevinme gücü bile bırakmaz elimizde, Tanrı mücadelecilerin yanında olsun!
Umudunu kaybettiğini hissedenlerin yoluna nasıl devam edeceğinin haritası ve durmayıp yoluna devam etmek isteyenlerin, yoluna devam etmesi gerekenlerin yoluna ışık olacak tutunacak bir daldır bu roman. Teşekkür ederiz.
Kalemine, yüreğine ve cesur cümlelerine sağlık Müjde Alganer.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
İki ayrı kadın, iki ayrı kültür, ama iki tarafın yaşadığı farklı acılar, uzaktan hayal gibi görünen evlerin içindeki sonsuz dramlar. Çok güzel anlatılmış, bir çırpıda bitiverdi. Eminim bir gün filme uyarlanacak bu kitap. Yazarımızın emeğine yüreğine sağlık
Öncelikle ben kitabı çok beğendim. İki güçlü kadın (Simla ve Aynur) üzerinden dik duruşun, sadakatin ve sabrın en güzel örneklerini görüyoruz.. Bu arada gerçekten güçlü kadınlara selam olsun.
Yazarımız kitapta kadınların ne durumda, ne tahsilde olursa olsun her zaman içlerinde ki gücün farkına varmalarını anlatıyor.
Kitabın konusuna gelirsek. Kısaca Simla, tarafından baktığımız da Teoman bey’in kanser ile mücadelesinde ev içerisinde ki bireylerin zorlu hayatları düşünceleri, psikolojik durumları ele alıyor. Daha çok psikolojik şiddeti ele alıyor.
Aynur tarafından baktığımız da ise zorlu bir hayat mücadelesi veren kadının, malulen emekli boynu posu devrilsin dediğim alkolik kocası Halil karakteri ile kızıyla birlikte savaş veren bir annenin durumunu ele alınıyor. Burada ise her türlü zorba düzen ve fiziksel şiddet ele alınıyor..
Kitabın ana teması olarak Kadın ve Gücü görülebilir.
Bazı kitaplar okuyorum ruhumu delip geçiyor. Duygusal olarak bambaşka bir boyuta taşıyor. Üzülüyorum, kızıyorum, şaşırıyorum…Ama işte böyle kitaplara da çok nadir rastlıyorum. Bu kitap da onlardan biri.
İki ayrı kadın, iki ayrı hayat. Hem de bambaşka hayatlar. Simla, belki hepimizin imrenecegi bir hayata sahipken eşinin hastalığı ile bambaşka bir yola savruluyor. Aynur ise hasta ruhlu bir eş ile mücadele ederek çocuk büyütmeye çalışıyor. Halil ve Teoman, eşleri. Biri fiziksel, biri psikolojik şiddet uyguluyor. Sonunda iki kadın da bir karar alıyor. Birine neden, birine iyi ki dedim. Ama kitabın sonunda afalladım.
Mutlaka okuyunuz, ancak o zaman ne dediğimi anlayacaksınız..
Çok sevdiğim kitapları anlatmak hep daha zor gelmiştir bana. Ya yeterince iyi ifade edemezsem, ya hakkını veremezsem diye tereddütte kalırım. O yüzden baştan beni çok etkilediğini ve çok sevdiğimi belirtmek isterim. Yasamak tatlı bir rüya değil maalesef, inişleriyle çıkışlarıyla, acılarıyla, sevinçleriyle sürüp gider. Sevgili Müjde Alganer ‘de bu kitabı 2019 senesinde kaybettiği eşi ile yaşadıklarından etkilenerek yazmış. Her insan büyük ya da küçük acılar, hüzünler, kayıplar yaşar ama bunu kelimelere dökmek, bu yaşanmışlıklardan farkındalık yaratacak bir eser çıkarmak herkesin yapabileceği bir şey değil…Bu yüzden yazarı yürekten kutlarım.
Kıştan sonra kış gelmez evet ama bazen o kışlar çok çetin geçer de bahara sevinme gücü bile bırakmaz elimizde, Tanrı mücadelecilerin yanında olsun!
Umudunu kaybettiğini hissedenlerin yoluna nasıl devam edeceğinin haritası ve durmayıp yoluna devam etmek isteyenlerin, yoluna devam etmesi gerekenlerin yoluna ışık olacak tutunacak bir daldır bu roman. Teşekkür ederiz.
Kalemine, yüreğine ve cesur cümlelerine sağlık Müjde Alganer.