Azar azar azalan zaman. Adına yaşlılık dedikleri yavaşlık… Aksayan, sakatlayan, eğri büğrü bir hal. Yere doğru, öne doğru, gittikçe toprağa doğru kapanan, büyüdükçe küçülmeyi, buruşmayı, titremeyi, üşümeyi, elde tutamamayı, önündekini görememeyi, unutmayı, unutturmayı sinsice belleten beden… Sana ne oldu, sana ne oldu, hadi çık sokağa aldırma diyordun ne oldu diye durmadan başına kakan, yıldıran... Şimdi kimim ben diye soran, susan, susan, sustuğuna suçlanan aynalar… Usul usul çoğalan hüzün. Hayriye’yi arayan Rüya. Yüzleşmeler, eksik kalan mevsimler, pencere önündeki koltuk, yangınlar, çaresiz kaynaşmalar… Kısacık aşkları şehrin. Figen Şakacı, Bitirgen’le başlayan Pala Hayriye ile süren üçlemesini Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı? ile tamamlıyor. Bir ömrü anlatıyor, bir kadının varlığını, yokluğunu, izlerini, cümlelerini, gürültüsünü… Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı? Aşkların, yenilgilerin, solgunluğun, neşeli ve dirençli kahkahanın romanı…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Figen Şakacı’nın üçlemesinin son kitabı; şahane ve keyifli…
serinin tamamı bir çırpıda okunuyor samimi ve akıcı
Kafa dağıtmak için okunabilecek kitaplardan
hayriye hanımın huzunlu hikayesi nihayet bu kitapla tamamlanmış oldu.ilk iki kitaptan daha iyiydi
Güzeldi, herkesin beğendiği kadar sevemedim ama yine de okunabilir