Bir aşk ilişkisinde birbirimize tapınarak monotonluktan kaçınabilir miyiz? Erotizme sığınmak bıkkınlıktan kurtulmanın bir yolu olabilir mi? Pascal Bruckner bu romanında kahramanlarını Akdeniz'de, Marsilya'dan İstanbul'a doğru yol almakta olan bir yolcu gemisinde, bu üstü örtülü sorunların etrafında bir araya getiriyor.Tekerlekli sandalyeye mahkum Franz, karısı Rebecca'yla yaşadığı ilişkiyi bir başka gemi yolcusu Didier'ye anlatır. Hem de ta en baştan ve ortak yaşamlarının en mahrem noktalarını da es geçmeden..Ne erkeğin ne de kadının üstünlük sağladığı, yıkıcı bir tutkunun etrafında rollerin her daim değiştiği, sürekli bir yenilik arayışı içinde fazlasıyla dozu kaçmış bir cellat-kurban ilişkisi olarak gelişen bi birlikteliktir söz konusu olan. Franz'ın hikayesi, ilişkilerinin tekdüzeliğinden sıyrılıp beraberliklerine biraz heyecan katmak amacıyla yolculuğa çıkan Didier ile Beatrice'in de mahvına yol açacaktır.Her biri, kendi geçmiş yaşamının şekillendirdiği algılama biçimlerinin esiri olan bu insanlar, yıkıcı duyguların pençesinden birbirlerine son derece zalimce davranabilmektedirler.Roman Polanski tarafından 1992'de Acı Ay adıyla beyazperdeye de aktarılan roman, özel hayatın çıkmaz sokaklarına ve insan doğasının en karanlık kuytu köşelerine ayna tutuyor.
Bu kitap için “Çıkmaza giren aşkların erotizmle imtihanı” esprisini yapsam sırıtmaz. Kitap size zaman zaman bilincinizin kuytularını sorgulatsa da kitaptan pek keyif almadım diyebilirim.
Ödüllü yazar Pascal Bruckner yeni kitabı ‘Hınç Ayları’nda, Marsilya’dan İstanbul’a giden bir yolcu gemisinde monoton aşk ilişkilerinin derinliklerini sorguluyor. Tekerlekli sandalyeye mahkûm Franz, karısı Rebecca’yla yaşadığı ilişkiyi en masum anlarda dahil olmak üzere bir başka yolcu olan Didier’ye anlatır. Yaşadıkları ilişki suyu çıkmış bir tutkunun etrafında sürekli değişen rollerin arasında gidip gelmektedir. Franz’ın bu trajik aşk hikâyesi, aynı sorunlardan yakınan Didier ile Bêatrice’in de ilişkisini etkileyecektir. 1992 yılında Roman Polanski tarafından ‘Acı Ay’ adıyla beyazperdeye de aktarılan roman, özel hayatın ücra köşelerini gün ışığına çıkartıyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Ayrıntı Yayınları’nın, ilginç kurguya sahip ve fazla bilinmeyen romanlarını beğenerek okuyan bir okurseverim. İlgi çekici olan romanı tavsiye ederim.
Bu kitap için “Çıkmaza giren aşkların erotizmle imtihanı” esprisini yapsam sırıtmaz. Kitap size zaman zaman bilincinizin kuytularını sorgulatsa da kitaptan pek keyif almadım diyebilirim.
Çarpıcı ve agresif bir roman.
Ödüllü yazar Pascal Bruckner yeni kitabı ‘Hınç Ayları’nda, Marsilya’dan İstanbul’a giden bir yolcu gemisinde monoton aşk ilişkilerinin derinliklerini sorguluyor. Tekerlekli sandalyeye mahkûm Franz, karısı Rebecca’yla yaşadığı ilişkiyi en masum anlarda dahil olmak üzere bir başka yolcu olan Didier’ye anlatır. Yaşadıkları ilişki suyu çıkmış bir tutkunun etrafında sürekli değişen rollerin arasında gidip gelmektedir. Franz’ın bu trajik aşk hikâyesi, aynı sorunlardan yakınan Didier ile Bêatrice’in de ilişkisini etkileyecektir. 1992 yılında Roman Polanski tarafından ‘Acı Ay’ adıyla beyazperdeye de aktarılan roman, özel hayatın ücra köşelerini gün ışığına çıkartıyor.