Bir halkı tanımak, aynı zamanda bir coğrafyayı tanımaktır. Yani ezilenlerin egemen sınıflar tarafından yazılmış “kaderini” değiştirmek üzere harekete geçirmenin yolu onları, sosyo-ekonomik koşullarıyla, tarihiyle, geçmişiyle, bugünüyle, kültürü, dini-mezhebi, inancıyla, korkuları, özlemleri, duygu dünyalarıyla vb. bir bütün tanımaktan geçiyor. Kadim halklar ve inançlar coğrafyası olarak Küçük Asya ya da Anadolu’nun gerçekliklerinden biri de hiç kuşku yok ki, Kızılbaşlık mezhebi ve öğretisidir. Osmanlı döneminin Ermeni aydınlarından Nazaret Dağavaryan bu kitapta yaptığı tarihsel çalışmalar ve birebir görüşmelerle Arhıvaltslıların Protestanlığıyla, Orta Anadolu’nun Kızılbaşlarının doktrinlerini ve nasıl doğduklarını inceleyerek, bu ikisi arasındaki tarihsel ve dinsel bağlantıyı kurmakta, Kızılbaşların, sonuç olarak da kendi deyimiyle “korku nedeniyle görünürde ‘İslam’mış gibi davranan yol erbapları” olduğunu açıklamaktadır.


Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Nazaret Dağavaryan’ın kitabı son zamanlarda ışıkçı aleviler olarak kendini adlandıran Alevilerin Anadolunun kadim eski halkarının soyundan geldiklerini ifade eden kesimin görüşlerini destekler nitelikte. Fakat bu şekilde düşünmeyen kendilerini orta asya dan gelen şaman Türklerin torunları olarak gören büyük bir Alevi kitleside mevcut. Dağavaryan ın kitabı emek ürünü güzel bir eser. Faydalı bir kitap.