Koşmam gerekiyor. Yetişmeyi geçtim, daha az geç kalmak için koşmalıyım. Ben bir topalın yanından hızla geçemem. Korkarım onu incitmeye. Geç kaldım. Bir günde yüzlercesi geçiyor, hem alışmıştır. Yaklaşıyorum, hemen önümde, biraz hızlı yürüsem geçerim onu. Sonra da koşarım. Ne var bunda? Yeleği, biri diğerinden daha fazla inip kalkan omuzlarının taşıdığı triko yeleği… Yapamam, ben bir topalın yanından hızla geçemem.Hiç kimse mahalleyi ve onun gölgede kalan insanını Emre Şahin kadar derinlikli taşımadı öyküye. Alışılmış hayatları birbirinden ayıran canlı damarları keşfetmek gerekiyordu bunun için. Gözün değil sezginin yakalayabileceği sahnelerdi bunlar. Su tankeri sadece su tankeri değildi mesela, ne zaman geleceği belli olmayan bir sevgiliydi. Alışverişin sonunda kurtarılan “yol parası” adı konmamış bir galibiyet, çocukların hurdacı için topladığı bakır teller rüyalarını aydınlatan hazinelerdi. Emre Şahin’in ilk öykü kitabı nitelikli okurla buluşmaya hazır.
Kısa hikayelerden oluşan kitap hayatımızdan birçok parçayı önümüze koyuyor. Yazarın kısa özgeçmişi ilk başta garip kaçsa da okuduktan sonra zihninizde devamını yazıyorsunuz. Hikayeler Bazen bakışarak anlattıklarımız, bazen kendimize bile itiraf edemediklerimiz. Her hikayenin sonunda yüzünüzde memnun bir gülümseme sebebi
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kısa hikayelerden oluşan kitap hayatımızdan birçok parçayı önümüze koyuyor. Yazarın kısa özgeçmişi ilk başta garip kaçsa da okuduktan sonra zihninizde devamını yazıyorsunuz. Hikayeler Bazen bakışarak anlattıklarımız, bazen kendimize bile itiraf edemediklerimiz. Her hikayenin sonunda yüzünüzde memnun bir gülümseme sebebi
Mizahi yönü ağır basan kısacık öykülerin olduğu bir kitap.
sıcacık öyküler ile çok akıcı idi
Evet mizahi ama daha çok melankolik bir kitap. Yakın tarihe dair güzel detaylar var.
Küçük ama iz bırakan günlük olayların derinlikli ve mizahi olarak ele alındığı çok özel bir kitap.