Suat Derviş, hayata ağzında altın kaşıkla merhaba dedi.Son nefesini yoksulluk içinde verirken, üzerinde saraylı annesinin hediyesi ipek sabahlık örtülüydü. Ülkesi için en iyiyi isteyen aydınların gördüğü eziyetten nasibini fazlasıyla aldı.Bu yolda, doğurmak üzere olduğu oğlunu kaybetti. Onlarca kez sinemaya ve sahneye uyarlanan FOSFORLU CEVRİYE isimli romanında, “hayatının aşkı”nı betimledi.Bu eseriyle sadece kendi ülkesinde değil, pek çok ülkede de gönülleri fethetti. Nâzım Hikmet’in “başını eğemedim, gölgesini çiğnedim” diye şiirler yazdığı yıl, Suat Derviş sadece on altı yaşındaydı.Sonra biri güreşçi, biri romancı, öteki gazeteci olmak üzere üç koca eskitti. Almanya’da Suzet Doli ismiyle Almanların, Fransa’da Suat Derwish adıyla Fransızların kalbini çaldı. Yaşadığı dönemin kuşkusuz en iyi gazetecisi ve en çok okunan romancısı olan Suat Derviş’in soluk kesen dramını, İPEK SABAHLIK’ta sevinerek, gıpta ederek, şaşırarak, acı çekerek okuyacaksınız. Tıpkı Nâzım Hikmet’in annesinin hayatının kaleme alındığı ELA GÖZLÜ PARS CELİLE’yi ve bir Sabahattin Ali romanı olan YEŞİL MÜREKKEP’i okurken olduğu gibi.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Suat Derviş ilk kadın yazarlardan büyük caba emek hayatın zorlukları kadın olarak daha zor.
Suat Derviş hakkında bilgilenmemi sağlayan bir kitap
suat derviş in hayatı olunca insan okumadan edemiyor.
bu adam yazar da kötü olur mu hiç
Osman Balcıgil biyografilerini çok beğeniyorum. Afife Jale çok takdir ettiğim bir kadın ve hikayesini net okumak beni çok etkiledi.