Bugün elimizde bulunan yazılı belgelerin incelenmesi sonucu İran Edebiyatı'nın aşağı yukarı İ.Ö. XV. yüzyılda sınırlı, dar çizgiler içinde de olsa, bir varlık gösterdiğini, bir takım din inançlarının dilden dile aktarılarak bir sanat ürünü niteliği kazandığını, sonraki yüzyıllarda yazıya geçecek olan düşüncelere kaynak olduğunu öğreniyoruz. Bütün dünya uluslarında olduğu gibi İran'da da ilk düşünce ürünleri din inançlarını dile getiren, doğa varlıkları karşısında insanı bir Tanrı yaratmaya doğru iten derin ürpertinin izlerini gösteren küçük belgelerdir. Bunlara dayanarak yapılan dil araştırmaları, toprak altında yatan eski uygarlık ürünlerinden kalan kültür varlıklarını ortaya koyacak, onların yapısı, gelişimi ile az da olsa bir bilgi verecek niteliktedir.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)