Kadın konusu, hem dini sorumluluklar hem de haklar açısından günümüzde en çok tartışılan konulardan birisidir.İnsanlar, mutlu bir yuva kurup huzurlu bir hayat yaşama amacıyla evlilik yaparlar. Ancak birlikte aileyi oluşturan taraflar, zaman içerisinde hak arama mücadelesine başlamaktadır. Hâlbuki karı-koca birbirinden devamlı hak koparmak için çekişip duran iki düşman kutup değil, birbirini tamamlayan, yardım eden, destek olan, huzur ve moral kaynağı oluşturan bir bütünün iki yarım parçasıdırlar. Câhiliye döneminden sonra İslâm’ın başlatmış olduğu bu iyileştirme süreci Hz. Peygamber’in vefatıyla birlikte giderek artan düzeyde kesintiye uğramış, bir müddet sonra da zaman zaman câhiliye anlayışı nüksetmiştir. Bu tavrı Abdullah İbn Ömer’in şu sözünde görebilmekteyiz. “Peygamber zamanında bizimle alâkalı bir şey iner korkusuyla hanımlarımız hakkında ileri geri konuşmaktan, onlara dilediğimiz gibi davranmaktan çekiniyorduk. Peygamber vefat edince rahat davranmaya başladık.”Abdullah İbn Ömer’in bu sözü İslâm’ın gelişiyle kadınlara yönelik yapılan iyileştirmelerin peygamberin vefatıyla inkitaya uğradığını göstermektedir. Fıkhın oluşum ve tedvin döneminde bu bakış açısının etkisini göstermemesi düşünülemez.Hazırlamış olduğum bu eser, umarım hem meraklılarına hem de toplumun yarısını teşkil eden kadınların kendileriyle ilgili hükümleri derli toplu bir kaynakta bulup öğrenmelerine katkı sağlayacaktır.Kadınlarla ilgili hükümlerin kitapta yazılanlarla sınırlı olmadığını söyleyebilirim. Bununla birlikte ihtiyaç hâsıl olduğunda zaman içerisinde yeni başlıklar ilave edilecektir.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
önemli bir boşluğu dolduracak bir eser.