Ahmet Mithat Efendi 1844'te İstanbul'da doğmuştur. Altı yaşındayken babasını kaybetmiştir. Tanzimat döneminin en popüler yazarlarındandır ve nesrin bütün türlerinde ve konularında yazılmış 200'den fazla eseri vardır. Kalemini, halkın eğitim ve öğretimine adamıştır. 1861'de Niş ve Tuna vilayetlerinde eğitimini sürdürmüştür. Fransızca'yı bu dönemde öğrenmiştir. Bağdat'a vali olarak atandı ve burada bir matbaa kurarak "Zerva" gazetesini çıkardı. "Vatan Yahut Silistre" piyesinin olaylara yol açması üzerine, Namık Kemal ve arkadaşları ile birlikte sürgüne gönderildi. Sürgün gittiği Rodos'ta, hiç durmadan romanlar yazdı. 11 Haziran 1876'da İstanbul'a döndü. Ahmet Mithat Efendi, tek başına Türk halkına okuma zevkini aşılayabilmiş büyük bir idealisttir. "Jöntürk" isimli eserinde II. Abdülhamit dönemini anlatırken, diğer yandan da o dönemde, yaşanan ve yaşanması gereken batılılaşmadaki zıtlığı dile getirir. Jöntürk adlı eserinde, genel olarak, aşk, flört gibi konulara değinir.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
eser, tam bir abdülhamit dönemi romanı.olayların içinden geçerken o dönemin yakıcılığını, karmaşasını, kaosunu hissetmek mümkün satırlarda.karakterler yazıldığı dönem türk edebiyatına göre düşünülmüş.çok beğendim.
Dönemin genel konusu batı ve kadının taban teşkil ettiği bu kitap,Ahmet Mithat’ın klasik üslubuyla birlikta o devri değerlendirme fırsatı veriyor size..Yazarın üslubu sizi sıkmıyor aslında..Zaten soyut şeyler üzerinden gidilmiyor.Aktif olay örgüsü içerisinde ne verilecekse anlatılıyor..
aslında bu kitap elime kadın ve modernite ve türk toplumu ile ilgili bir zemini konuşurken geçti.kadının geçmişi bir toplumun da geçmişini yansıtabiliyormuş bunu öğrendim bu kitabı bitirdikten sonra düşünürken… çok ilginç tespitler edindim. dili ağır bir kitap zaman ise sanki 1900’lü yılların başı değil de çok daha eskiymiş gibi… batı zihniyetinin tartışmalarını kadının özgürlüğü konusunda konuşturan ahmet mithat efendinin tam olarak sessiz ve itaatkar bir şekilde herşeyi akışa teslim etmiş ahdiye’ye mi yoksa kendi toplumunu kültürünü reddeden ve isyan bayrağına ölümüne çeken ceylan’dan yana mı olduğunu tam kestiremedim doğrusu… ama bugün tartıştığımız herşeyin aynısının tartışıldığını görmek açıkcası beni ürküttü çünkü çok da fazla netleştirememişiz.dilinin ağırlığını göze alabilirseniz,eski istanbul tadında bir şey okumak isterseniz biraz toplumun yakın tarihine de meraklıysanız bence bu kitap tam size göre…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
eser, tam bir abdülhamit dönemi romanı.olayların içinden geçerken o dönemin yakıcılığını, karmaşasını, kaosunu hissetmek mümkün satırlarda.karakterler yazıldığı dönem türk edebiyatına göre düşünülmüş.çok beğendim.
Dönemin genel konusu batı ve kadının taban teşkil ettiği bu kitap,Ahmet Mithat’ın klasik üslubuyla birlikta o devri değerlendirme fırsatı veriyor size..Yazarın üslubu sizi sıkmıyor aslında..Zaten soyut şeyler üzerinden gidilmiyor.Aktif olay örgüsü içerisinde ne verilecekse anlatılıyor..
aslında bu kitap elime kadın ve modernite ve türk toplumu ile ilgili bir zemini konuşurken geçti.kadının geçmişi bir toplumun da geçmişini yansıtabiliyormuş bunu öğrendim bu kitabı bitirdikten sonra düşünürken… çok ilginç tespitler edindim. dili ağır bir kitap zaman ise sanki 1900’lü yılların başı değil de çok daha eskiymiş gibi… batı zihniyetinin tartışmalarını kadının özgürlüğü konusunda konuşturan ahmet mithat efendinin tam olarak sessiz ve itaatkar bir şekilde herşeyi akışa teslim etmiş ahdiye’ye mi yoksa kendi toplumunu kültürünü reddeden ve isyan bayrağına ölümüne çeken ceylan’dan yana mı olduğunu tam kestiremedim doğrusu… ama bugün tartıştığımız herşeyin aynısının tartışıldığını görmek açıkcası beni ürküttü çünkü çok da fazla netleştirememişiz.dilinin ağırlığını göze alabilirseniz,eski istanbul tadında bir şey okumak isterseniz biraz toplumun yakın tarihine de meraklıysanız bence bu kitap tam size göre…