Sabah akşam bir pencere açılıyor kabrime, kabrim kadar büyük bir pencere… Orada karmakarışık manzaralar görüyorum. Korkunç manzaralar… Ağlayan insanlar, inleyen, feryat eden ve çaresizlik içinde sağa sola koşuşturan insanlar… Çığlıkları birbirine karışıyor… Adeta cehennemi seyrediyorum.Sonra manzaralar kayboluyor, kavurucu bir rüzgâr geliyor oradan kabrime, adeta fırına atılmış bir adam gibi yanıyor ve kavruluyorum, terliyorum, kendi terimde boğulacak kadar terliyorum…Sonra… sonra etlerim pişmeye, vücudumdan yağlar akmaya ve yavaş yavaş etlerim dökülmeye başlıyor. Çok acı çekiyorum, çok canım yanıyor. Kurtulmaya çalışıyorum, ama kurtulamıyorum. Feryat ediyorum, ama duyan olmuyor, yardım istiyorum, ama yardım eden de olmuyor. Sonra pencere yavaş yavaş kapanıyor ve ben eski halime geri dönüyorum. Tam kurtuldum ve rahatladım derken bir müddet sonra bu hal tekrar başlıyor.Bazen de uykuya dalıyorum, rüyamda kendimi bazen sıcak çöllerde susuz, bazen de mağaralarda alevler içinde görüyorum. Alevlerden kaçmaya çalışıyorum, ama kaçamıyorum. Sağa sola koşarak su arıyorum, ama bulamıyorum. Dünyada olsaydım bir bardak su için servetimi verirdim, ama burada nafile… ne bir servetim var ne de bir bardak suyum… Uyanmak istiyorum, ama onu da yapamıyorum. Oralarda çaresiz bir şekilde dolaşıp duruyorum. Çöllerden kum, mağaralardan ise taş topluyorum, ama taşıyamıyorum. Onları her elime alışımda kor ateşine dönüşüyorlar, ellerim yanıyor, hepsini atıyorum, ama sonradan tekrar toplamaya başlıyorum.Bazen de dünyadaki paralarımı görüyorum, gidip onları kucaklıyorum, yüzüme gözüme sürüyorum, yüzüme gözüme sürerken de o paralar birden pisliğe dönüşüyor, her tarafım pislik içinde kalıyor, sonra ne oluyorsa birden uyanıyorum, uyumamak istiyorum, ama onu da yapamıyorum. Geldiğimden beri bu hal hep böyle devam edip duruyor. Adeta cehennem azabını kabirde yaşıyorum.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)