Merilon Aleminde Büyü Yaşamdır.Büyü güçlerinden yoksun doğan ve doğduğunda hakkı olan her şeyden mahrum edilen Joram, "ölü" kabul edilmiştir. Ama yine de uzak bir kır köyünde, yoksun olduğu gücü ihtiyat ve elçabukluğu sayesinde saklayarak büyümeyi başarır. Kendini savunurken bir adam öldürmek zorunda kalan Joram, artık sırrını köylülerden saklayamaz; büyüsü yoktur, yaşamı yoktur. Yabantopraklar'a kaçan Joram, uzun zaman önce yasaklanmış olan bilim sanatını uygulayan, kanun kaçağı Teknolojistler'e katılır. Burada, gizemli bir "ölü adamı" avlamak için özel görevle gönderilen, fakat bunun yerine kendisini karanlık Duuk-tsarith kastından kaçak bir savaşbüyücüsü ile bir zeka ve güç yarışı içinde bulan, katalist Saryon ile tanışır. Joram ile Saryon birlikte daha büyük bir yazgı arayışına başlarlar -zalim Blachloch'u devirmelerini ve güçlü, büyü emici Karakılıç'ı yapmalarını sağlayacak gizli kitapların keşfiyle başlayan bir yazgı.
Eğer Türk Edebiyatına ilginiz varsa Karacaoğlan’ın eserlerinden oluşan bu kitabı okumalısınız, ancak Karacoğlan halk şiirinin en önemli kişiliklerinden biri olmasına rağmen karakter yapısı sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Yine de güzel efsaneleşmiş bir yönü var kitabın. Öneririm.
okuyalı uzun bir süre olmasına rağmen aklımda kalan diğer fantastik türlerden biraz farklı olduğu. ama çok hoşuma gittiğini ve diğer 500 er sayfalık serinin devam kitaplarınıda alıp okuduğumu hatırlıyorum.
Ejderha Mızrağı serisinden sonra okuduğumda ne kadar farklı bir dünyanın kapılarını aralamayı başardıklarını daha iyi gördüm. Ejderha Mızrağı bir masaüstü FRP oyun hikayelerinin o epik, barok havasını bariz taşırken Karakılıç serisi çok daha farklı bir yaşamın ve karakterlerin hikayesini anlatıyor bize. Özellikle Simkin karakteri tüm seri boyunca bize alışılmışın dışında bir tarz ortaya koyuyor. Simkin’in nasıl bir özellik taşıdığını hikayenin en sonunda daha iyi anlıyoruz. Hikayedeki alt yapı, yaşam formları ve ırk misyonları da bambaşka özellikler taşımakta. Bu da hikayeyi gerçekten özgün yapan önemli unsurlar olarak değerlendirilebilir. Kanımca Weis ve Hickman ikilisi takip edilmesi gereken, çok başarılı yazarlar.
weis&hickman ikilisinin ejderha mızrağı ve ölüm kapısı serilerinden sonra okuduğum üçüncü serileri. bence önde diğer seriler okunmalı ve yazarların yaratıcılıklar öncelikle onlarda görülmeli. ama bu seridede yazarlar sonderece özgün bir hikaye ve karakter yaratımı yapmışlar. ve herkitapta olduğu gibi dilleri çok güzel ve çok sürükleyici. böyle değişik konuların yarılışı konusunda, weis&hickman’ın masa başı frp oynayarak kitaplarını yazdığı bilinir.
Bu kitap bence weis & hikman’ın ejderha mızrağı gibi serileinin yanında fazla sönük kalıyor.Büyücülerin yönetici olması yeterince ilginç bir konu ama yaşam alanı yeterince dar.Buda büyük olayların yaşanmasını bir nitelite engelliyor.Yinede okumaya değer bir kitap.Özellikle joramın nasıl ölümden kurtulduğunu öğrenmek için okunabilir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Eğer Türk Edebiyatına ilginiz varsa Karacaoğlan’ın eserlerinden oluşan bu kitabı okumalısınız, ancak Karacoğlan halk şiirinin en önemli kişiliklerinden biri olmasına rağmen karakter yapısı sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Yine de güzel efsaneleşmiş bir yönü var kitabın. Öneririm.
okuyalı uzun bir süre olmasına rağmen aklımda kalan diğer fantastik türlerden biraz farklı olduğu. ama çok hoşuma gittiğini ve diğer 500 er sayfalık serinin devam kitaplarınıda alıp okuduğumu hatırlıyorum.
Ejderha Mızrağı serisinden sonra okuduğumda ne kadar farklı bir dünyanın kapılarını aralamayı başardıklarını daha iyi gördüm. Ejderha Mızrağı bir masaüstü FRP oyun hikayelerinin o epik, barok havasını bariz taşırken Karakılıç serisi çok daha farklı bir yaşamın ve karakterlerin hikayesini anlatıyor bize. Özellikle Simkin karakteri tüm seri boyunca bize alışılmışın dışında bir tarz ortaya koyuyor. Simkin’in nasıl bir özellik taşıdığını hikayenin en sonunda daha iyi anlıyoruz. Hikayedeki alt yapı, yaşam formları ve ırk misyonları da bambaşka özellikler taşımakta. Bu da hikayeyi gerçekten özgün yapan önemli unsurlar olarak değerlendirilebilir. Kanımca Weis ve Hickman ikilisi takip edilmesi gereken, çok başarılı yazarlar.
weis&hickman ikilisinin ejderha mızrağı ve ölüm kapısı serilerinden sonra okuduğum üçüncü serileri. bence önde diğer seriler okunmalı ve yazarların yaratıcılıklar öncelikle onlarda görülmeli. ama bu seridede yazarlar sonderece özgün bir hikaye ve karakter yaratımı yapmışlar. ve herkitapta olduğu gibi dilleri çok güzel ve çok sürükleyici. böyle değişik konuların yarılışı konusunda, weis&hickman’ın masa başı frp oynayarak kitaplarını yazdığı bilinir.
Bu kitap bence weis & hikman’ın ejderha mızrağı gibi serileinin yanında fazla sönük kalıyor.Büyücülerin yönetici olması yeterince ilginç bir konu ama yaşam alanı yeterince dar.Buda büyük olayların yaşanmasını bir nitelite engelliyor.Yinede okumaya değer bir kitap.Özellikle joramın nasıl ölümden kurtulduğunu öğrenmek için okunabilir.