...Kımıl kımıl kaynaşıp mırıl mırıl konuşan parlak kaygan derili kurtçuklar toprağın kara bağrından öbek öbek zuhur ederek Osmanlı Devleti’nin hayat çınarına doğru yavaş yavaş sokuldular ve soluklanmadan koca gövdeyi ağır ağır çıkarak yaprakların dallara tutunduğu can damarlarını kıtır kıtır yemeye başladılar. Bütün uzuvlarına inmeler inmiş gibi gözlerinden başkaca hiçbir yerini oynatamayan Murat’ın yüreği mengenede sıkışıyor, dünyası başına yıkılıyor ama yine de elinden hiçbir şey gelmiyordu. Yere dökülen her bir yaprakla birlikte Osmanlı tebaasından biri can veriyor, üç yüz yıllık koca çınar için için kuruyordu. Tam o anda gaipten gelen ses fısıldamaya başladı: “Üç büyük musibet… Üç büyük musibet görüp de üç vakte kadar tebaanı hale yola koyamazsan dördüncü musibeti hiçbir Osmanlı göremeyecek… Üç büyük musibeti bekle...” Arka KapaktanIV. Murat dönemini konu alan, masal ile gerçeğin iç içe geçtiği, olay örgüsü ve üslup yönünden okuru sayfalara adeta Kebikeç’in büyüsü ile hapseden, yer yer güldüren, çokça düşündüren, betimlemeleri ile hayranlık uyandıran, keyifli, dopdolu bir ilk roman.Devrim Kodakcı, güncelliğini asla yitirmeyen bir konuyu, on yedinci asır Osmanlı yaşantısında, IV. Murat’ın baskıcı yönetimi ortamında ele almış; devleti kurtarma güdüsünün dışavurumu olan korku, evham ve zulmü, masalların hayal dünyasına ait olan kurgu ve anlatım zenginliği ile başarılı bir şekilde harmanlayarak okuru esir alan etkili bir roman ortaya koymuştur. İlmin ve bilginin değerini, oryantalist tuzaklara düşmeden, Anadolu söylenceleri ve motifleri ile okura aktarırken; roman kahramanı Kebikeç’in kim olduğu veya daha doğru bir ifade ile, ne olduğu konusunda ipuçları vererek nihai kararı okurun kendisine bırakmıştır. Belki de roman sayfalarında yarı insan yarı cin olarak karşımıza çıkan Kebikeç*, eski bir Anadolu tanrısının ta kendisidir; kim bilir..*Kebikeç, Doğu mitolojsinde kitapları kemirgen kurtlardan koruduğuna inanılan ilim aşığı kitap cinidir. Bu cine emanet edilecek olan ciltlerin ilk sayfasına Kebikeç’in sembolü çizilir ve altına kalem erbabının malumu olan efsun yazılır: Yâ Kebikeç! Hıfz el varak ilâ kıyâmet.
İhsan Oktay ANAR´ı okuyup sevdiyseniz hiç düşünmeden alın.aynı tadı kullandığı dille veren bir yazar.keşke daha hacimli bir kitap olsaymış.350-400 sayfalık bir konu 190 sayfada harcanmış.bu kitabı okuyunca yazarın diğer kitaplarınıda merak ediceksiniz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kebikeç= kitap kurdu. Çok mistik bir öykü. Kurgusunu da çok sevdim.
Kitabı adı için aldım.Daha başarılı olabilirdi.Cok beğenmedim.
İhsan Oktay ANAR´ı okuyup sevdiyseniz hiç düşünmeden alın.aynı tadı kullandığı dille veren bir yazar.keşke daha hacimli bir kitap olsaymış.350-400 sayfalık bir konu 190 sayfada harcanmış.bu kitabı okuyunca yazarın diğer kitaplarınıda merak ediceksiniz.
Çok farklı bir kitap gerçekten tarihle yoğrulumuş güzel bir hikaye izliceksiniz, film gibi adeta… tavsiye ediyorum…
ilk defa bir romanı bu kadar merak ediyorum, en kısa zamanda temin edecegim:)