Mezarın başında, anne dediğim mezar taşıyla dertleşiyordum.“Tuhaf bir hafta geçirdim. İnan ömrüm boyunca karşılaşmadığım bir sürü acayip hadise, birbiri ardına geldi. Aslında buraya birkaç gün sonra gelecektim, ama planlarda umulmadık bir değişiklik oldu. Bizim projede çalışan birisi vardı, adı Tayfun. İntihar etmiş. Neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum. İşte tuhaflık da bunun yüzünden oldu. Bana gelip abuk sabuk bir şeylerden bahsetti. Pek kafama takmadım. Müfit Hoca ile ilgili delice düşünceleri vardı sanıyorum. Kendisini öldürmek isteyenlerin olduğunu düşünüyormuş. Aslına bakarsan anne, ben de pirelenmiyorum değil hani.”Korkuyordum…Dünya ülkelerinin silahlanmaya ayırdığı bütçelerin büyüklüğü hakkında bir fikriniz var mı?Siz bu satırları okurken bile, silah üreticileri hızla depolarını doldurmakla kalmıyor, silah baronları mevduat hesaplarına her saniye milyonlarca dolar ekliyor!Üretilen bunca yüksek teknolojili savaş aletlerine ne oluyor?Bir müzede sergilenmediği çok açık… Sonuçta üretilen her şey, satılması muhtemel ticari bir malzemedir! Ve ülkeler, bu ölüm oyuncaklarına çılgınlar gibi para harcıyorlar. Yoksulluk çeken halklarına, ölümcül bir özgürlük vaat ediyorlar…Herkes sinsi bir paranoyanın pençesinde!Ve terapistleri: Silah Üreticileri!“Elimde kanıt yok ama Oğuz’un intihar etmiş olabileceğine ihtimal vermiyorum… Yükseklik korkusu yüzünden uçağa bile binemeyen birisi, bir otelin on beşinci katına çıkıp, kendini balkondan aşağıya bırakmaz!”Korkuyordum…
Beklediğimden daha başarılı bulmuştum. Güzel bir kurgu var ve sürükleyici bir kitap. Polisiye sevenlere tavsiye ederim Güzel vakit geçirebilirsiniz kitap okurken. Ancak okuduktan sonra size bir şey katmasını beklemeyin okursunuz, keyif alırsınız ve kitabı bitirince bırakırsınız. Bu kadar…
Sıradan bir hayat yaşayan ama başarılı bir mühendisin daha çok kazanmak için giriştiği bir işten başını belaya sokması, insanı sürekli şaşırtan olaylar, kimin nerde durduğu belli olmayan insanlar… Öte yandan gözü bir türlü doymak bilmeyen insanların belki gözümüz doyar ümidi ile akla hayale gelmez işlerin peşinden koşup bu işleri başarmaları neticesinde insan eti yiyen zombileri ele alan başarılı bir polisiye roman.
Yazarın, Kan Sıcağı eserinden sonra ikinci buluşmam olan bu çalışmasında itiraf etmeliyimki öncekinden daha çok beğendim.Bunda hikayenin, kurgunun gerçekliğe yakın oluşumu, şuan ki dönemsel geçişler mi etkili oldu bilmiyorum ama başarılı buldum diyebilirim özetle. Anlatım, yalın, anlaşılır bir dil olması da eserin içinde dahil olduğunuzu hissetmeye düşündürmekte. Aslında polisiye türü eserleri takip etmeme rağmen sanırım bundan sonra çok özel çalışmaları takip edeceğimi rahtlılıkla ifade edebilirim. Bunda Sayın Ahmet Küçükkerniç’in katkısı olduğunu belirtmek isterim, gönül rahatlılığıyla tavsiye edebileceğim sıcak bir eser.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Polisiye türünde ortalamanın üstüne çıkamayacak bir kitap.
Beklediğimden daha başarılı bulmuştum. Güzel bir kurgu var ve sürükleyici bir kitap. Polisiye sevenlere tavsiye ederim Güzel vakit geçirebilirsiniz kitap okurken. Ancak okuduktan sonra size bir şey katmasını beklemeyin okursunuz, keyif alırsınız ve kitabı bitirince bırakırsınız. Bu kadar…
Sıradan bir hayat yaşayan ama başarılı bir mühendisin daha çok kazanmak için giriştiği bir işten başını belaya sokması, insanı sürekli şaşırtan olaylar, kimin nerde durduğu belli olmayan insanlar… Öte yandan gözü bir türlü doymak bilmeyen insanların belki gözümüz doyar ümidi ile akla hayale gelmez işlerin peşinden koşup bu işleri başarmaları neticesinde insan eti yiyen zombileri ele alan başarılı bir polisiye roman.
Yazarın, Kan Sıcağı eserinden sonra ikinci buluşmam olan bu çalışmasında itiraf etmeliyimki öncekinden daha çok beğendim.Bunda hikayenin, kurgunun gerçekliğe yakın oluşumu, şuan ki dönemsel geçişler mi etkili oldu bilmiyorum ama başarılı buldum diyebilirim özetle. Anlatım, yalın, anlaşılır bir dil olması da eserin içinde dahil olduğunuzu hissetmeye düşündürmekte. Aslında polisiye türü eserleri takip etmeme rağmen sanırım bundan sonra çok özel çalışmaları takip edeceğimi rahtlılıkla ifade edebilirim. Bunda Sayın Ahmet Küçükkerniç’in katkısı olduğunu belirtmek isterim, gönül rahatlılığıyla tavsiye edebileceğim sıcak bir eser.
Keyifle okunan, akıcı ve sade diliyle sonunu merak ettiğiniz sıcak bir roman, Ahmet KÜÇÜKKERNİÇ döktürmüş yine… Yüreğine sağlık.