"İlk romanlarıyla amansız bir gözlemci ve büyük bir şüpheci olduğunu gösteren Kemal Tahir, son yıllarda art arda yayımladığı eserleriyle, Türk toplum gerçeğinin en gizli ve temel unsurlarını, en canalıcı noktalarını ve kaynaklarını dile getirmeye yöneldiğini belli etmişti. Bir yandan, sanatın gereklerine uymak, yani somut olanı, canlı olanı, karmaşık olanı, dile gelmezi ortaya dökmek; bir yandan da, sınırsız çeşitlilik ve rastlansallık altında yatan temel gerçeği ve değişmez olanı bulmak, ortaya çıkarmak istiyordu. Büyük eserlerin dokusunu teşkil eden çatışmayı, somutla soyut, yani gözlemle fikir arasındaki çatışmayı daha üstün bir düzeyde, tek bir varlık halinde kaynaştırıp vermeye yönelmişti."- Selahattin Hilav
Kemal Tahir’in 1940’lardaki Çankırı mahpushanesini anlatırken orta Anadolu köy gerçeğine de değindiği romanı. Cinayetten yatan 15-16 yaşlarındaki köylü çocuğu kelleci memet’ etrafında dönüyor. Değerli tarafı, kellecinin köydeki değil, mahpushanedeki hikayesidir. K. Tahir mahpushanenin son derece dar çerçevesinden çok güzel bir uzun hikaye çıkarmış. Eserin olay örgüsü uzaktaki köye yapılan geri dönüşlerle sağlanıyor. Mahpushanede bir olay örgüsü olmadığı halde Anadolu insanından örnekler sunduğu kişiliklerle kuvvetli bir yapıt ortaya koymuş. Bu yapıtta da Anadolu insanının öz cevherini bulup çıkarma gayretine devam ediyor. K.Tahir’i okurken bu insanı ve bu cevheri biz de aramalıyız.Roman tekniği yönünden en güçlü yapıtlarından birisi olan bu kitabı K. Tahir sevenlere öneriyorum.
Çankırı cezaevinde mahkumlardan dinlediği olayları başarılı bir şekilde edebi eser haline getiren kemal tahir bu eserinde Öksüz olan mehmetin amcasını öldürmek suçunu üstüne alarak hapse düşüşünü anlatıyor
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Klasiklerden güzel bir kitap okunabilir
bir diyolog kitabı kolay değil ama kemal tahir kendini anadoluya açarak okunmaya değer olduğunu kanıtladı…
diyaloglar oldukça uzun olsa da yine de okunmaya değer bir kitap!
Kemal Tahir’in 1940’lardaki Çankırı mahpushanesini anlatırken orta Anadolu köy gerçeğine de değindiği romanı. Cinayetten yatan 15-16 yaşlarındaki köylü çocuğu kelleci memet’ etrafında dönüyor. Değerli tarafı, kellecinin köydeki değil, mahpushanedeki hikayesidir. K. Tahir mahpushanenin son derece dar çerçevesinden çok güzel bir uzun hikaye çıkarmış. Eserin olay örgüsü uzaktaki köye yapılan geri dönüşlerle sağlanıyor. Mahpushanede bir olay örgüsü olmadığı halde Anadolu insanından örnekler sunduğu kişiliklerle kuvvetli bir yapıt ortaya koymuş. Bu yapıtta da Anadolu insanının öz cevherini bulup çıkarma gayretine devam ediyor. K.Tahir’i okurken bu insanı ve bu cevheri biz de aramalıyız.Roman tekniği yönünden en güçlü yapıtlarından birisi olan bu kitabı K. Tahir sevenlere öneriyorum.
Çankırı cezaevinde mahkumlardan dinlediği olayları başarılı bir şekilde edebi eser haline getiren kemal tahir bu eserinde Öksüz olan mehmetin amcasını öldürmek suçunu üstüne alarak hapse düşüşünü anlatıyor