Kimlikler Siyaseti Türkiye’de Siyasal İslamın Temelleri
Yayın Tarihi: 29.09.2021
ISBN: 9789753424004
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 232
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: 2. Hm. Kağıt
Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
1991 Körfez Savaşı ile başlayıp 11 Eylül 2001'de ABD'ye yapılan saldırı ile sona eren dönem İslamcılık için büyük bir tarihsel fırsat dönemiydi. Bu, yoğun bir modernite eleştirisi içeren bir otantiklik iddiası taşıyan kimlik siyasetlerinin seslerini çok daha fazla duyurdkları bir dönem oldu. Herkesin otantik kimlikler eşinde koştuğu bir çağda kim İslamcılardan daha otantik olabilirdi ki?" Haldun Gülalp
Kimlikler Siyaseti kitabı ile Haldun Gülalp İslamcı düşüncenin Cumhuriyet içerisindeki evrelerini ele alıyor. Lakin yazar haklı olarak merkez- çevre bağlamında ekonomik verileri dikkate alarak yorumlamış. Lakin kenarın veya bu partininn toplumsal tabanın ekonomik arkeolojisi önemli olmakla birlikte tek başına anlamlı olmadığını kanaatimizce ifade etmek isteriz. Zira bugün aynı hatayı Kürt Sorunu bağlamında da tekerrür edildiğini düşünüyorum. Olayın ekonomik arka planının olması önemli yadsınamaz bir tespit. Lakin kimliklerin bastırılması kamusal alanda
Türkiye’de son yıllarda İslamcılık düşüncesinin çıkış noktasını ekonomi olarak alsa da, benim anladığım kadarıyla İslamcılık düşüncesinin günümüzde postmodern anlayışta yer almasının da altını çiziyor. Bu bağlamda AKP politikasının Refah ve devamındaki partilerden ayrılan yönlerini de okuyucuya sunduğu için bence önemli. Demokrasi, laiklik, liberal ekonomi, postmodern düşünce ve biraz da Marksizm kavramlarını yeniden ele almak ve günümüz siyasetine siyasi tarihi yorumlayarak bakmak isteyenler için tavsiye ediyorum.
Gülalp, İslamcılığın yükselişini küreselleşme ve postmodernite bağlamında ele alıyor. Siyasal İslam küreselleşme ile uyum sağlamayı ve modernizmin girdiği krizi kendi lehine kullanmayı başarmıştır. İslamcılık küreselleşme ortamında serpilip büyüme fırsatı bulmuş ve bu ortamda avantajlı bir konum edinmenin aracı olmuştur. İslamcılık ekonomik boyutlarının yanı sıra postmodernizm ile ortaya çıkan kimlik krizinde sunduğu kimlik tanımıyla da geniş kitlelerin desteğini sağlamıştır.
Türkiye’de İslamcılığın son yıllardaki gelişiminin nedenlerini araştıran Kimlikler Siyaseti’nde iki ana önerme savunuluyor: Birincisi, İslamcılığı hızla ilerleyen küreselleşmeye karşı bir direniş olarak değil, tam tersine, küresel düzene uyum göstermenin ve bu düzen içinde daha avantajlı bir konuma ulaşmanın bir aracı, bunu sağlamaya dönük bir dayanışma ağının kurulması çabası olarak görmek öneriliyor. İkincisi, bu yönüyle İslamcılığın, sosyo-politik temelleri küreselleşme sürecinde yatan ”postmodern durumun” bir ürünü, bu ortam içinde etkisi yaygınlaşan ”kimlikler siyasetinin” bir örneği olduğu savunuluyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Kimlikler Siyaseti kitabı ile Haldun Gülalp İslamcı düşüncenin Cumhuriyet içerisindeki evrelerini ele alıyor. Lakin yazar haklı olarak merkez- çevre bağlamında ekonomik verileri dikkate alarak yorumlamış. Lakin kenarın veya bu partininn toplumsal tabanın ekonomik arkeolojisi önemli olmakla birlikte tek başına anlamlı olmadığını kanaatimizce ifade etmek isteriz. Zira bugün aynı hatayı Kürt Sorunu bağlamında da tekerrür edildiğini düşünüyorum. Olayın ekonomik arka planının olması önemli yadsınamaz bir tespit. Lakin kimliklerin bastırılması kamusal alanda
Türkiye’de son yıllarda İslamcılık düşüncesinin çıkış noktasını ekonomi olarak alsa da, benim anladığım kadarıyla İslamcılık düşüncesinin günümüzde postmodern anlayışta yer almasının da altını çiziyor. Bu bağlamda AKP politikasının Refah ve devamındaki partilerden ayrılan yönlerini de okuyucuya sunduğu için bence önemli. Demokrasi, laiklik, liberal ekonomi, postmodern düşünce ve biraz da Marksizm kavramlarını yeniden ele almak ve günümüz siyasetine siyasi tarihi yorumlayarak bakmak isteyenler için tavsiye ediyorum.
Gülalp, İslamcılığın yükselişini küreselleşme ve postmodernite bağlamında ele alıyor. Siyasal İslam küreselleşme ile uyum sağlamayı ve modernizmin girdiği krizi kendi lehine kullanmayı başarmıştır. İslamcılık küreselleşme ortamında serpilip büyüme fırsatı bulmuş ve bu ortamda avantajlı bir konum edinmenin aracı olmuştur. İslamcılık ekonomik boyutlarının yanı sıra postmodernizm ile ortaya çıkan kimlik krizinde sunduğu kimlik tanımıyla da geniş kitlelerin desteğini sağlamıştır.
Türkiye’de İslamcılığın son yıllardaki gelişiminin nedenlerini araştıran Kimlikler Siyaseti’nde iki ana önerme savunuluyor: Birincisi, İslamcılığı hızla ilerleyen küreselleşmeye karşı bir direniş olarak değil, tam tersine, küresel düzene uyum göstermenin ve bu düzen içinde daha avantajlı bir konuma ulaşmanın bir aracı, bunu sağlamaya dönük bir dayanışma ağının kurulması çabası olarak görmek öneriliyor. İkincisi, bu yönüyle İslamcılığın, sosyo-politik temelleri küreselleşme sürecinde yatan ”postmodern durumun” bir ürünü, bu ortam içinde etkisi yaygınlaşan ”kimlikler siyasetinin” bir örneği olduğu savunuluyor.