Türkçe yeraltı edebiyatının ilk örneği sayılan roman, modern hayatın her bireyde şiddetle uyandırdığı "basıp gitme" arzusunu gerçekleştiren, uyuşturucu satıp adam öldüren, şantaj yapan ve adlarını kendileri seçen iki arkadaş olan "Kinyas ile Kayra"nın başından geçenleri anlatır.
abartıldığı kadar değil, bence öncelik en iyi kalemlerden sonra bu kitaba verilmeli. insanın ömrü bu kadar kısıtlı iken, böyle kitaplar ile vakit harcamamalı
Ben çok beğenmedim.Yazarın daha önce üniversitedeyken Piç kitabını okumuştum. Yine aynı üslüplu karı,içki,sex suç. Bide fazlaca edebi olmaya çalışmış baydı açıkcası.Kelimeleri süsleyeceğim derken konudan uzaklaşıyorsunuz. Örnek bir kaç parça. Bir tane kasiyer iyi günler diyor ardından yazarımız başlıyor edebiyata.
‘Bense o iyi günü çok uzun zaman önce geçirmiş olmalıyım ki tekrar onun dileklerine ihtiyaç duyuyorum. Hatta o kadar uzak ki o iyi. gün, tarihini hatırlamıyorum bile. Ben dünü hatırlamıyorum…’
Uyuyamadığı için odada volta atarken yazarımız yine başlıyor edebiyata.
Bavula gerek yok.Kendimi götürmem yeter. Tanımam yeter, gittiğim yerlerden ve insanlarından iğrenmem için. Benim ilacım böyle küçük odalardır.Böylesine atılan voltalardır. Beş adımda aşılan denizler, beş adımda tırmanılan dağlardır. Perdenin havalanışı okyanustaki kasırgadır.Kapının beyazı Alaskanın karıdır. Sarı duvarlar sahra çölüdür
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Merakla okumak için bekleten eserlerimden biriyidi fevkalede bir yorum kesinlikle okunmalı
abartıldığı kadar değil, bence öncelik en iyi kalemlerden sonra bu kitaba verilmeli. insanın ömrü bu kadar kısıtlı iken, böyle kitaplar ile vakit harcamamalı
Ben çok beğenmedim.Yazarın daha önce üniversitedeyken Piç kitabını okumuştum. Yine aynı üslüplu karı,içki,sex suç. Bide fazlaca edebi olmaya çalışmış baydı açıkcası.Kelimeleri süsleyeceğim derken konudan uzaklaşıyorsunuz. Örnek bir kaç parça. Bir tane kasiyer iyi günler diyor ardından yazarımız başlıyor edebiyata.
‘Bense o iyi günü çok uzun zaman önce geçirmiş olmalıyım ki tekrar onun dileklerine ihtiyaç duyuyorum. Hatta o kadar uzak ki o iyi. gün, tarihini hatırlamıyorum bile. Ben dünü hatırlamıyorum…’
Uyuyamadığı için odada volta atarken yazarımız yine başlıyor edebiyata.
Bavula gerek yok.Kendimi götürmem yeter. Tanımam yeter, gittiğim yerlerden ve insanlarından iğrenmem için. Benim ilacım böyle küçük odalardır.Böylesine atılan voltalardır. Beş adımda aşılan denizler, beş adımda tırmanılan dağlardır. Perdenin havalanışı okyanustaki kasırgadır.Kapının beyazı Alaskanın karıdır. Sarı duvarlar sahra çölüdür
bir kitap kendisine ancak bu kitap kadar bağlayabilir.
ah benim ruhu bulanık kinyas ve kayra’m.
ne çok aklıma geldiğinizi bilseniz.
siz mi benim içimdesiniz ben mi sizinleyim buna henüz bir cevabım yok. bir yerlerde yan yana geçiştik eminim.