" Ses ne olur sus. " diyerek, yanına diz çöküp sarıldım. Ağlıyordum. Acıyordum ona. Ama kendime de acıyordum. Bu duygu beni kahrediyordu. Utanıyordum. İkimizin varlığı şu koca evrende fazlalık gibiydi. O gece hiç uyumadık. O kendine güvenen saygıdeğer, muzip kadın gitmiş, muhtaç, dengesiz, sinir bozucu bir kadın gelmişti yerine. Ben? Ben yılmıştım. Bu yaşananlar... Günler onun gel-gitlerine endeksli... Sabaha doğru, atölyedeki çekyatın üzerinde biraz dalar gibi oldu. Ben, yere uzanmış uyukluyordum. Bir mırıltıyla gözlerimi açtım. Yataktan sarkmış, yanağımı okşuyor, " Geçecek... İnanma onlara... sakın. Sakın! Palavra! Hepsi geçecek. Yok maniymiş de yok depresivmiş!!! Cezbeleniyorum ben. Kimse bilmiyor. Bir bok anlamıyorlar da ondan" dedi ve duvara doğru dönüp büzüldü.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)