Sanki ölüler oratoryosunda koloratur sopranoyum da cümlem eksik, notalarım çaresiz, aryalarım öksüz kalmış. Piç bir ölüm sancısı yüreğimde yer etmiş de ben o sancıya silah doğrultmuş tetiğe basmışım. Namludan çıkan kurşunlar sancıyı ıskalamış, yüreğimi delip hislerimi katletmiş sanki. İnsan neden hislerinin katili olur Boyozcum? Hisler gidince geriye kalan nedir, ha nedir?"Bugüne dek edebiyat eleştirmenliğiyle uğraşan Bülent Yıldız, bu kez kurmaca ve üst kurmaca tekniğini son sınırına dek zorladığı, alışılagelmiş başlangıç - gelişim - son çizgisini bozuma uğrattığı deneysel bir romanla edebiyat dünyasına adım atıyor.Hikayenin ne zaman başlayıp ne zaman bittiğinin kestirilemediği, yazarının kim olduğunun belirsizleştiği, güçlü roman dili ve tekniği ile eğlenceli ama aynı zamanda Türkiye'nin siyasi panoramasına çubuk bükmesiyle okuyucuyu "tedirginliğin" içine de hapseden çarpıcı bir roman "Kitab-ı Zuhur".Geleneksel türlerle modern türlerin iç içe geçtiği, göndermelerin oyun şeklinde bilmeceleştirildiği, okuru kurguya davet eden diyalojik yapısıyla farklı bir edebi hazzın içine girmeye, yaratılan deneysellik içinde kendi tedirginliğinizle de hesaplaşmaya hazır olun."Kitab-ı Zuhur" sizi kendi dünyası içine çağırarak, oradan dışarı çıkıp kendi dünyanızı kurmaya davet ediyor.
biraz Oğuz Atay anlatımı var sanki ama tamda değil. zaman zaman kurguyu anlamakta zorlanabilirsiniz her şey birbirine girmiş gibi gelebilir sabredin dikkat edin 🙂
Yazar hikaye içinde hikaye kurgusu yapmaya çalışmış ama aynı konu etrafında dolaşan tek bir hikaye var aslında, üstelik bir de yazar kahraman döngüsünü de iç içe geçiriyor ki işte orda kontrolü kaybediyor. Özetle başlayamayıp bitemeyen bir öykü… Kendi adıma biraz vakit kaybı olarak görüyorum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
biraz Oğuz Atay anlatımı var sanki ama tamda değil. zaman zaman kurguyu anlamakta zorlanabilirsiniz her şey birbirine girmiş gibi gelebilir sabredin dikkat edin 🙂
Hikaye ve kurgu çok zorlayıcı. Ama diyaloglar ve önermeler gayet güzel.
Oğuz Atay anlatımı var sanki ya da bana öyle geldi bilmiyorum.
okurken okuyucu zorlayan ama bu zorlamadan da galip çıkaran bir kitap. Hakikatle konuşmalar ise okunası. Tavsiye ederim.
Yazar hikaye içinde hikaye kurgusu yapmaya çalışmış ama aynı konu etrafında dolaşan tek bir hikaye var aslında, üstelik bir de yazar kahraman döngüsünü de iç içe geçiriyor ki işte orda kontrolü kaybediyor. Özetle başlayamayıp bitemeyen bir öykü… Kendi adıma biraz vakit kaybı olarak görüyorum.