“Buralarda, neyin ne olacağı belli olmaz. Sessiz sakin bir gün, dua etmek için güneşin aydınlattığı, masmavi gökyüzüne yüzünüzü çevirirsiniz. Avuçlarınızı açarken gök gürler, şimşekler çakar, dolu yağar, fırtına kopar, göz gözü görmez, sığınacak yer bulunmaz, Dersim’de olduğunuzu anlarsınız. Siz, yarın Ziyaret’e gitmeyin. İstanbul’a gitmek için yola çıkın. İki gününüzü Elazığ’da geçirin.”“Abla, her insanın geçmişi kendi yüküdür derler ya. Siz de dert ve keder yüklüsünüz. Ama ben Kızılmezra Köyü’nde yaşayanların kaderini paylaşmak istiyorum. Olabilecekleri bilsem de dönüş tarihimize kadar bir yere gitmem. Yarın, niyetlendiğimiz Ziyaret’e gideriz, sonrasına Allah kerim…”