"Ada Öyküleri"ni okurken zaman zaman gülümsediğ imi, ama daha çok gözlerimin yaşardığını söylemeliyim. Adalılıkböyledir. Orada yaşam, en olması gerektiği biçimde yaşanır. Herkes birbirine komşu, neredeyse akraba gibidir. Kederler, sevinçlerortaktır. Kente ne kadar yakın olunsa da, özellikle gece oldu mu, Adalı’yı bir yalnızlık, yalıtılmışlık duygusu kuşatır. Burgaz-ada’lıSait Faik’in "yeis" dediği şeyin kaynağı da budur belki.Kitaba adını veren "Küçük Ahşap Ev"de, öykü kahramanlarının yanı sıra, küçük ahşap evin de, yazgısıyla bir öykükahramanı gibi okuru etkilemesi bundandır. "Miras"ın kahramanı Hatice Hanım için üzülmemiz, "Kayıp"taki mutlu sonasevinişimiz, "Futbol Dehası"nda arkadaşlarıyla bir olup Cakcak Hüseyin’le dalga geçmemiz ya da son öyküde minik kedi Raiçin hep birlikte kaygılanışımız bu nedenledir... Bütün bunlar Adalı olmakla, Adalarda bugün bile yaşanmakta olan o ortakduyarlılık ve insanca’lıkla ilgilidir...Ataol BehramoğluFeryal Orhon Basık, "Ada Öyküleri"nde İstanbul’un eşsiz Prens Adalarını öyküleştirirken, özlediğimiz bir yakın geçmişinduygularını da yüreklerde uyandırmayı başarıyor...
Kitap Yorumları - (0 Yorum)