Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Küçük Kara Hikayeler Kitabı

Kategori: Edebiyat Yazar: A. S. Byatt Yayınevi: Alfa Yayınları

Küçük Kara Hikayeler Kitabı

Tanıtım Bülteni
Byatt’ın hikâyeleri her zaman olduğu gibi vurucu … beklenmeyen dönüşleriyle ürküttüğü kadar keyif de veriyor. Karanlık bir ormanda ayakların altında hışırdayan yapraklar: İki orta yaşta kadın bir ormanda yürüyorlar, tıpkı iki küçük kızken yaptıkları gibi; bu sefer korkuları, anıları ve çocukken gördükleri –ya da gördüklerini sandıkları– garip bir şeyle yüzleşmeye gelmişler. Bir adam ölmemiş karısının hayaletini görür, bir kadın acımasızca taşa dönüşür.Küçük Kara Hikâyeler Kitabı, Byatt’ın masalları günlük hayatımıza katma yönündeki meşhur yeteneğinin boşa olmadığını kanıtlıyor. “İngiliz yazın dünyasının öndegelen grandes dames’ının bu küçük hikâyeleri keyifli bir sürpriz ve pek çok romandan daha fazla nakavt ediciler; hareketli, düşündürücü, nükteliler.”–Sunday Telegraph “Küçük Kara Hikâyeler Kitabı nadir bulunan bir parça … parlayan bir güzellik. Byatt renk verdiklerini canlandırıyor.”–Sunday Times “Her öykü minyatür bir romanı çağrıştırıyor.”–Scotland on Sunday
Satıcı Kitap Adı Bağlantı
Trendyol Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
Kitapyurdu Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
D&R Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
Idefix Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
BKM Kitap Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
Hepsiburada Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
Nadir Kitap Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
N11 Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
Amazon Türkiye Küçük Kara Hikayeler Kitabı Satın Al
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Küçük Kara Hikayeler Kitabı PDF 6.23 MB İndir
Küçük Kara Hikayeler Kitabı EPUB 6.96 MB İndir
Küçük Kara Hikayeler Kitabı MOBI 5.49 MB İndir
Küçük Kara Hikayeler Kitabı ODF 5.86 MB İndir
Küçük Kara Hikayeler Kitabı DJVU 7.32 MB İndir
Küçük Kara Hikayeler Kitabı RAR 4.76 MB İndir
Küçük Kara Hikayeler Kitabı ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (4 Yorum)


Byatt’ın gerçekliği kıyıdan köşeden çatlatıp fanteziyi sızdırması, sinematografik diyalogları derken kitap bitiverdi. Birkaç saatinizi alacaktır ve saat/keyif orantısı doğrudur.

Diyaloglarda karakterlerin her çeşit duygusunu sezersiniz, mimikler bile canlanır, öylesine kurgusuzdur. Masalların sızdığı çatlaklar psikolojik olabilir, karakterlerin değişimi oldukça belirgindir, Byatt zaman atlayışlarını geniş tutmaz, günlük yaşamın detaylarında olup biteni gösterir. Fiziksel değişimler de vardır; bir sabah kendinizi kuş vs. olarak bulmaz karakter de yavaş yavaş taşa dönüşüyor olabilir. Mevzu yine psikoloji tabanlıdır, önemli bir kayıptan sonra ben de taşa dönüşmüştüm ve denizde sektirdiler beni. Daha da iyisi, bir noktadan sonra her şey o kadar normal gelir ki en uç noktada gerçekleşen olayları bile mantığa bürümeye çalışırsınız, gerçeğin ihtimalleri de önünüze serilir o zaman, anlam katmanları arasında bir manzarayı yirmi noktadan izler gibi olursunuz. Ne güzel! İskandinav mitolojisi, pagan inanışlar ve dini safsatalar güzel bir karışım çıkarır ortaya; insanlar ihtiyaç duydukları için mitleri yarattılar ve onlardan kurtulamadılar, bağ çok derindeydi. Bu bağın, kurmacaya sığınmanın gerçeklik üzerindeki etkisini izleriz ama mit şart değil, kurmacanın kendisi de başlı başına bir konu olarak öykülerden birinde belirir.
Ormandaki Şey: Hemen hemen tüm öykülerdeki, öykülerin karakterlerindeki travmatik kalıntıların varlığı düşündürmeli. Çatlaklar aslında bu kalıntılardır diyemiyorum ama önemli bir etken olduklarını sanıyorum. Bilinmeyene çıkılan yolculuğun veya kasıtlı olarak karanlıkta bırakılan zeminin doğurduğu boşluk da bir diğer etken. Metafor olarak -yaşam- ve gerçek anlamıyla yolculuk, zemin.

Masal gibi başlar zaten, bir zamanlar iki küçük kız varmış ve iyi arkadaş olmuşlar. Londra’nın bombalandığı sıralarda ailelerinin trene bindirip kırsala yolladığı kızlar, yolda istasyonların isimlerinin siyaha boyandığını görmüşler, böylece Almanlar oralara kadar ilerleyebilirlerse nerede olduklarını bilemeyeceklermiş ve kızların yaşayacakları doğaüstü olaylar bilince ve bilincin altına daha iyi nüfuz edebilecekmiş. Hansel ile Gretel, ekmek parçaları, istasyonlar.

Kaldıkları çiftliğin yanındaki ormana gitmişler, peşlerine takılmak isteyen Alys adlı küçük kızdan kaçıp ağaçların arasına dalmışlar ve sessizliğin içinde önce sesi duymuşlar, sonra çürümüşlüğün kokusu sarmış etrafı. Şey’i o sırada görmüşler. Azap çeken yüzler, vücut parçaları ve solucan bedeni. Ağır ağır hareket eden, doğaya bir hakaret olduğu düşünülebilecek varlık. Döndüklerinde bir daha konuşmamışlar ve ertesi gün koruyucu ailelerin yanına yollanmışlar. Primrose ve Penny, şahit oldukları olayın yaşamlarını biçimlendirmesine izin vermiş. Zayıf olan şişmanlamış, şişman olan zayıflamış, akıllı olan gelişim psikolojisi okumuş ve bilimin analitik düşünce yapısını doğaüstüne perde olarak örtmüş, diğeri masalcı abla olup gerçeği hikâyelere dönüştürmüş. Herkes farklı şekilde mücadele eder, o hesap.

Yıllar sonra çiftliğe döndüklerinde karşılaşmışlar, birbirlerini gözlerinden tanımışlar. Müzeye dönüştürülen çiftlik evinde sergilenen eski bir kitaba bakıyorlarmış, kitapta canavar avlayan bir aziz varmış, Saint George veya Bellerophon olabilir, kim bilir? Şey biçim kazanmış böylece, bir türlü oluşmayan imgesi amorfluktan kurtulmuş, buna karşılık ormana giden kadınların karşısına çıkmamış, rasyonalize edildiği ölçüde yok olduğunu düşünüyorum. Kadınlar geri dönmüşler, yaşamlarına devam etmişler ama biri Şey’le yüzleşmeden yapamayacağını düşünmüş, gerçeğin hayal/kurgu kısmını yıkmak istemiş ve ormana dönmüş. Şey o zaman ortaya çıkmış, tamamen inanıldığı zaman, formlardan kurtulduğu zaman. Diğeri de hikâye anlatmaya devam etmiş, iki küçük kızın hikâyesini.

Kurgunun ve gerçeğin doğasını süper irdeleyen bir öykü. İnanca, düşünceye ve algıya göre kurulan bir dünyanın hikâyesi.

Beden Sanatı: Damian Becket ağır katolik, beş yıldır ayrı olduğu eşiyle hâlâ evli olduğunu düşünüyor ve jinekolog olarak çalıştığı hastanede sanat sepet öğrencisi Daisy’yle tanışıyor. Kız gönüllü olarak hastaneyi süslüyor, yeni doğum bölümü onun sayesinde çiçek gibi oluyor. Hissetme özürlü Becket da kendine pek çaktırmasa da çiçek gibi oluyor, orada burada kalan kıza iş veriyor ve kızı evine alıyor. Sevişiyorlar derken Daisy hamile kalıyor ve bebeği istemiyor, Damian istiyor. Aralarındaki çatışma çok büyük, olaylara şahit olan Martha ister istemez arabulucu rolüne soyunur ve bebek doğar doğmaz anneyle babanın saf sevgi karşısında bocalamalarını, ani mutluluklarını görüp düşünüyor. Bu durumdan çıkmak hiçbir şekilde memnunluk vermeyecek. O anın dışına çıkılması büyük üzüntü.

Şu; ilişkilerin doğallığı o kadar belirgindir ki Damian ve Martha’nın başlaması yüksek ihtimal olan ilişkileri, Daisy’nin mevzuya girmesiyle daha doğmadan ölür ve bu doğrudan anlatılmaz. Diyaloglardaki kelimeler ve ses tonu, Martha’nın kırgınlığını ve Damian’ın umursamazlığını şahane aktarır.

Asıl mevzuyu anlatmadım, Daisy’nin sanatı. Daisy, hastaneden çaldığı eşyalarla -kadavra parçaları, ufak tefek tıbbi gereçler- hastanenin bağlı olduğu sanat topluluğunun galerisinde eserini sergiliyor. Frankenstein sanatını ortaya koyuyor ve eseri çok ses getiriyor, Damian içinse kabul edilemez bir şey bu. Bebeği düşündüğümüzde iş karışıyor; Damian sanatını konuşturuyor ve inancı veya inancından geriye kalan parçaların zorlaması gereği bebeği istiyor. Daisy ve Damian arasında pek fark yok bu durumda; ikisi de kendilerine ait olmayan varlıklardan kendi yaratılarını oluşturuyorlar. İçinden çıkılmaz bir durum.

İki öykü yeter, gerisi ellerinizden öper. Byatt iyi, kuşlar pekiyi.


yok ya çok da iyi değil bence tam anlaşılmıyor
yani okunmasa da olur


Yazar öyküleri gereğinden fazla uzatmış, sonunu ise fazla kısa tutarak bitirmiş.


Beğendiğimi söliyemicem.İsmine aldanarak aldım.Çok uzatılmış öyküler bana göre öyle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*