“İkindi akşama kavuşurken mazinin heybetli gölgeliğine sığınmış, müstakbel sevdalılardık. Taş duvarlar günden duyacaklarını duyuyor, hellikler tüm sesleri sıkıştırıp sır üstüne sır saklıyordu. Çocuk kediye horoz şekeri ile yaklaşıyor, kedi kendinden korkan bir başkasına doğru kaçıyordu. İnsanlar birbirine keskin bir bıçağa benzeyen dilleri ile kesikler atıyor, bir ben bu savaşta beyaz bayrağımı yanımda taşıyordum.” Yasemin Onat, ilk kitabı Nihayetinde Dönülen Yerler ile edebiyat görüşünü, kurgu anlayışını ve üslubunu dikkat çekici bir şekilde ortaya koyuyor. Okuru, dile yenilikler getirmeye çabalayan, imkanları değerlendiren öykülerle karşı karşıya bırakıyor. Mahrumiyet, teslimiyet ve merhamet hattında yer alan bu anlatıların altında, yazarın belirgin imzası hemen fark ediliyor.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
“insan denen bu zerrenin ruhunda fırtınası…” edebi güzellemeleri ve imgeleme tekniğiyle yeni nesil diğer tüm yazarlardan ayrı bir yere koyulması gerekiyor yasemin onat… kitaptaki her öyküsü çok kıymetli, fakat okunduktan sonra insanı allak bullak eden iki öyküsü var ki…onlar da “kıdıriye 1-2″… hayran olmamak, yazarın duygu dünyasının içinde oradan oraya savrulmamak elde değil…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
“insan denen bu zerrenin ruhunda fırtınası…” edebi güzellemeleri ve imgeleme tekniğiyle yeni nesil diğer tüm yazarlardan ayrı bir yere koyulması gerekiyor yasemin onat… kitaptaki her öyküsü çok kıymetli, fakat okunduktan sonra insanı allak bullak eden iki öyküsü var ki…onlar da “kıdıriye 1-2″… hayran olmamak, yazarın duygu dünyasının içinde oradan oraya savrulmamak elde değil…