Kitabın amacı gayet açık: Deprem kuşağında olan ülkemizde bir nükleer santralin kurulmasının yaratacağı risk ve yarı yıl ömrü 200 bin yıllara dayanan nükleer atıkların nasıl korunacağı? Konuyla ilgili rakamlara ve teknik terminolojiye boğulmak istemeyen okur için yazılmış bir kitap. Bir parmak ucu kadar nükleer çubuğu ne yapacağını şaşıran ülkemizde nükleer santral atıklarının ne olacağı insanı ürkütüyor. Hele küçük bir depremde yerle bir olan kentlerimizi ve daha dün yapılan koca apartmanların bir gece yarısı yerle bir olduğunu düşündüğünüzde korkuyorsunuz. Nükleer santralı çok sevenler nedense karşı olanları yalnızca “yanlı” olarak suçluyorlar. soruların yanıtını inanın kendileri de bilmiyor. Bilemezler. Çernobil patlamasından sonra gizlilik adına ülkemizde yaşananları anımsarsak, kitabın yanlı olduğunu iddia etmek insafsızlık olur. Alternatif enerji kaynaklarıyla ilgili bilgiler de bir mühendisi tatmin etmek için değil, konuya çok uzak insanlara kabaca bir bilgi vermekti. Ki ülkemizdeki tüm alternatif enerji kaynakları kitapta yer almış. Bugünlerde ülkemizde gündeme gelen rüzgar ve jeotermal enerjiyle ilgili olumlu gelişmeler yıllar önce yazılan kitapta öncelikle yer almıştı.