Ömer Seyfettin Türk hikayeciliğinin ilk ve aşılamamış en büyük simasıdır.
Şairanelikten, süsten ve soyut tasvirlerden uzak, olaya, kurguya ve düşünce tutarlılığına önem veren edebi tavrı yalın anlatımıyla Ömer Seyfettin o kadar beğenilmiş ve tutulmuştur ki, bir kaç hikayesini okumayana rastlamak mümkün değildir.
.......
Yetişme çağındaki kuşakların Ömer Seyfettin okumaları, onlara tarihi perspektifi olan bir ulusal bilinç ve belki daha önemlisi, bir dil zevki ve anlatım yeteneği kazandırmaktadır.
İÇİNDEKİLER:
Bir Çocuk: Aleko
Çakmak
Apandisit
Keramet
Devletin Menfaati Uğruna
Ay Sonunda
Korkunç Bir Ceza
Bit
Gurultu
Balkon
Lokanta Esrarı
Külah
Uzun Ömer
Binecek Şey
Ömer Seyfettin hikayeleri serisinin bu son kitabı da yine yazarın klasik tarzını yansıtan öyküleri barındırıyor. Bunlardan ilki Bir Çocuk : Aleko. Kurtuluş Savaşı’nda Ermeni ve Türkler’i Ali adlı çocuğu kullarak karşılaştıran yazar iki millet arasındaki farkları da bu şekilde ortaya seriyor. Çakmak ise yalancının mumu yatsıya kadar yanar üzerine kurulmuş bir öykü. Apandisit ise evhamlı birini anlatan ve yazarın ‘fantezi’ notunu düştüğü bir hikaye. Keramet ise kurt puslu havayı severi anlatan bir hikaye olarak karşımıza çıkıyor. Devletin Menfaati Uğruna saftirik insanların düştüğü durumları anlatan mizahi bir öykü. Ay Sonunda ise geçim derdini işleyen trajik bir hikaye. Korkunç Bir Ceza ise yine cahil inanları konu edinmiş bir kara mizah. Bit ise bu hayvana dizilen methiyeleri anlatan bir parça. Gurultu ise asabiliğin başa ne kötü gaileler açabileceğini işleyen yine kara mizah türünde bir hikaye. Balkon’da ise ihanetin bedeli işlenmiş. Lokantanın Esrarı adından da anlaşılacağı şekilde yemek yenilen bu yerlerdeki lezzetin sırrını açıklıyor. Külah ise dinsizin hakkından imansız gelir sözünün öyküleştirilmiş hali. Uzun Ömer’de ise tembellik ve açıkgözlülük işlenmiş. Binecek Şey’de ise Allah’a isyan eden bir dervişin çektiği ceza trajikomik bir şekilde sunulmuş. Netice itibari ile eğlenceli öykülerin çoğunluğu oluşturduğu, akıcı bir kitap.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Ömer Seyfettin hikayeleri serisinin bu son kitabı da yine yazarın klasik tarzını yansıtan öyküleri barındırıyor. Bunlardan ilki Bir Çocuk : Aleko. Kurtuluş Savaşı’nda Ermeni ve Türkler’i Ali adlı çocuğu kullarak karşılaştıran yazar iki millet arasındaki farkları da bu şekilde ortaya seriyor. Çakmak ise yalancının mumu yatsıya kadar yanar üzerine kurulmuş bir öykü. Apandisit ise evhamlı birini anlatan ve yazarın ‘fantezi’ notunu düştüğü bir hikaye. Keramet ise kurt puslu havayı severi anlatan bir hikaye olarak karşımıza çıkıyor. Devletin Menfaati Uğruna saftirik insanların düştüğü durumları anlatan mizahi bir öykü. Ay Sonunda ise geçim derdini işleyen trajik bir hikaye. Korkunç Bir Ceza ise yine cahil inanları konu edinmiş bir kara mizah. Bit ise bu hayvana dizilen methiyeleri anlatan bir parça. Gurultu ise asabiliğin başa ne kötü gaileler açabileceğini işleyen yine kara mizah türünde bir hikaye. Balkon’da ise ihanetin bedeli işlenmiş. Lokantanın Esrarı adından da anlaşılacağı şekilde yemek yenilen bu yerlerdeki lezzetin sırrını açıklıyor. Külah ise dinsizin hakkından imansız gelir sözünün öyküleştirilmiş hali. Uzun Ömer’de ise tembellik ve açıkgözlülük işlenmiş. Binecek Şey’de ise Allah’a isyan eden bir dervişin çektiği ceza trajikomik bir şekilde sunulmuş. Netice itibari ile eğlenceli öykülerin çoğunluğu oluşturduğu, akıcı bir kitap.