Hiçbir Aşkın, hiçbir ayrılığın önsözü yoktur. Son sözü vardır. “İlk görüşte Aşk’a inanmayan, hiç Aşk’a inanır mı?’’Ve ayrılığı bilmeyen içinden uğurladığına hiç ağlar mı?Bu kitap, kapağını açan her ele ruhunu ele verir. Ben de sadece ruhumun kentinde saklı kalanları sizinle paylaşmak istedim. Ruhum ki; ayrılığın dirilişi’ni yaşar, müebbet’in hüznünü aşar, ve alnının akıyla ve yüreğinin hakkıyla,umudun zaferini yazar.Kim bilir belki bir gün siz de ruhunuzdakileri paylaşmak istersiniz, ben de duyarım. Umut edebilmek dileğiyle…Yaşadığımız her şey de ’’emeği geçen herkese’’ sonsuz teşekkürler.İbrahim TOPRAK
‘Hiçbir Aşkın, hiçbir ayrılığın önsözü yoktur. Son sözü vardır.’ Bu 2 cümle
kitabı çok güzel özetlemiş. Sipariş verdim, sabırsızlıkla bekliyorum. Kitapla ilgili, yazarın ilk denemesi olmasına rağmen çok güzel yorumlar duydum ve daha okumadan tavsiye ediyorum 🙂
İbrahim Toprak çiçeği burnunda bir yazar. Kelimelerle aşka dans ettiriyor. Her Mecnun’un bir Leyla’sı vardır. Yazılarından anlaşıldığı kadarıyla ona gidişiyle zulmeden bir Leyla’sı var. Kitap, genç bir ergenin günlüğünü okur havası vermiyor. Aynı zamanda Soğuk Kahve ve Sabah Uykum gibi SMS tadında bir kitap da değil. Aksine yazarlığa şiir ve denemelerle adım atan ve ağdalı, yüreğe dokunan cümlelerle aşka dans ettiren bir dile sahip. Elbet bir Nazan Bekiroğlu değil ama zamanla daha iyi yazacağını düşünüyorum. Bende biraz Franz Kafka’nın Milena’ya Mektuplar tadı bıraktı. Deneme okumayı seven ve genç yazarları desteklemek isteyen bütün kitap severlere tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Lisedeki bir tanıdığa aldım, ilgiyle okudu.
‘Hiçbir Aşkın, hiçbir ayrılığın önsözü yoktur. Son sözü vardır.’ Bu 2 cümle
kitabı çok güzel özetlemiş. Sipariş verdim, sabırsızlıkla bekliyorum. Kitapla ilgili, yazarın ilk denemesi olmasına rağmen çok güzel yorumlar duydum ve daha okumadan tavsiye ediyorum 🙂
İbrahim Toprak çiçeği burnunda bir yazar. Kelimelerle aşka dans ettiriyor. Her Mecnun’un bir Leyla’sı vardır. Yazılarından anlaşıldığı kadarıyla ona gidişiyle zulmeden bir Leyla’sı var. Kitap, genç bir ergenin günlüğünü okur havası vermiyor. Aynı zamanda Soğuk Kahve ve Sabah Uykum gibi SMS tadında bir kitap da değil. Aksine yazarlığa şiir ve denemelerle adım atan ve ağdalı, yüreğe dokunan cümlelerle aşka dans ettiren bir dile sahip. Elbet bir Nazan Bekiroğlu değil ama zamanla daha iyi yazacağını düşünüyorum. Bende biraz Franz Kafka’nın Milena’ya Mektuplar tadı bıraktı. Deneme okumayı seven ve genç yazarları desteklemek isteyen bütün kitap severlere tavsiye ederim.