Kategori: Edebiyat
Yazar: Nuriye Akman
Yayınevi: Doğan Kitap
Örtü
- Yayın Tarihi: 14.09.2006
- ISBN: 9789752934948
- Dil: TÜRKÇE
- Sayfa Sayısı: 260
- Cilt Tipi: Karton Kapak
- Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
- Boyut: 14 x 23 cm
Tanıtım Bülteni
Daha önce Nefes adlı kitabıyla kitapseverlere merhaba diyen Usta gazeteci yazar Nuriye Akman’ın kaleminden, türban sorunundan yola çıkıp, Türkiye’nin gerçeklerini gizleyen örtülere varan, soluk soluğa okunacak bir roman Örtü. Perijan, önce bir tarikata girmiş ve bunun gereği örtünerek şeyhinin yolunda yaşamaya başlamıştır. Dini değil, ticari kaygıların egemen olduğunu fark ettiğinde ise, tarikattan ayrılmış, başını da açmıştır. Mahsun, anne babasını hiç tanımamış, yalnız yaşayan genç bir adamdır. Belli belirsiz hatırladığı çocukluğunu Hizbullah’ın ölüm evlerinde geçirmesi nedeniyle sürekli karabasanlar görmektedir. Uzun yıllar yurtdışında yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönen Kerem ise, rüyaları tuvallerine yansıtan bir ressamdır. Sonrasında türbanlı kızlar da Kerem’in uzaktan modeli olmaya başlayacaktır.Gün olur üç kahramanımızın yolları kesişir. Perijan’ın anlattığı türbanlı kızların öyküleri ile Kerem’in resimlerinin birleştiği bir sergi hazırlığı sırasında Üsküdar’ın çeşitli semtlerine, farklı farklı kadınların göz, beyin, yürek, bacak gibi çeşitli organları bırakılmaya başlanmıştır. Perijan, Kerem’den ve Mahsun’dan şüphelenir...
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Nuriye Akman…müthiş bir kalem ustası… yıllar önce Sabah Gazetesi’nde çalışıyorken haberlerini vs okurdum.. ama kitabını ik kez okudum kesinlikle tavsiye ederim.. anlatımı konusu…müthiş gerçekten de..
yeşil romanların aksine hidayet bulup kapanan genç kız yerine kapalı bir gen kızın hayat akışında çeşitli virajları alamayarak açılışını anlatan bir kitaptır. yaftalanan bir neslin, bu yaftalardan kurtulma fikrinin bi sonucu olarak değerlendirilebileceği gibi, din fikrinin başörtüye bağlı olmadığını fade etme çabası da roman içerisinde hissedilmektedir. ancak her şeye rağmen ilginç bir kitap olduğunu ifade edebilrim.
Sipriş ettikten sonra hemen okudum bu kitabı..genel anlamda beğendim..Daha önce hiç tanımadığım insanlardan bahsediyor.Bana çok yabancılardı ama aynı zamanda bu tarz insanları tanımanın hazzınıda yaşadım…Psikolojik bir kitaba da benziyor…insanların iç dünyalarındaki çalkantılardan bahsediyor…roman biterken bir çok şey açığa kavuştu ama benim istediğim nokta kavuşmadı..sanki özellikle yarım kalmış gibi..keşke oradaki bana göre eksik olan şeylerde tamamlanmış olsaydı…Bunun ne olduğunu özellikle söylemiyorum.Okumak isteyipde önce benim yorumumla karşılaşacak olan kişinin okuma hevesini kursağında bırakmak istemiyorum:)Ama dediğim gibi genel anlamda güzel bir çalışma olmuş…Devamının gelmesi dileklerimle…
Perijan’ın hatalarını gördüğü şeyh’inden ayrılmasıyla başlayan, yeni hayatındaki hatalarına uzanan yaşamı. Başörtüsününün ağırlığını hissedip, başını açması ve sonrasındaki bir erkeğe kendini teslim edişi, Perijan’dan yada bir zamanlar kapalı bir insandan beklenmedik bir tavırdı sanırım. Kitapta tek kayda değer şey, Suendam ve başörtüsü hakkındaki düşünceleri bence. Hatta kitap Suendam ve fikirleri, yaşam tarzı üzerine kurgulanmalıydı. “Allah’ın koyduğu hudutları sorgulayamam ki. Rabbim uçurumun hemen dibinden değil biraz gerisinden kesmiş yolu. Sizin bez parçası dediğiniz şey benim için bir sınır taşı…. Hudut bir kez aşılmaya görsün, daha önceki bütün “aslalar” yavaş yavaş “mümküne” dönüşüyor. O yüzden başörtümü neyi yapmam, neyi yapmamam konusunda bir uyarı levhası olarak görüyorum ben.” Ve özetle “herkes taşıyabileceği kadarını ve kişiliğine uygun olanı yüklenir.”
Büyük bir hevesle başladığım,sadece yarım bırakmak istemediğim için zoraki bitirdiğim,örtü kavramıyla başlayıp adeta bir polisiye romanı gibi biten ve örtüyü(tesettürü) irdelemek yerine yaşamdaki olayların örtüsünü irdeleyen,insanların karmaşık iç dünyalarını yoğun bir şekilde ele alan ve okurken çok sıkıldığım bir roman.