Osmanlı Beyliği’nin kuruluş öyküsünü anlatmak, anlatılanları dinlemek, dinlenilenleri yorumlamak ve yorumlananları tekrar anlatmak, Osmanlı tarihiyle uğraşan bütün tarihçilerle bazı sosyal bilimciler (Asya Üretim Tarzı tartışmalarını hatırlayınız) için her vakit vazgeçilmez bir tutku olmuştur. Hatta bu sonuncular arasında kimileri bu tarihi ikinci kez anlatmaktan kendilerini alamamışlardır. Bunlardan birisi de benim (1967,1969) .Evet, bu kitapta Osmanlı Beyliği’nin kuruluş öyküsünü yeniden anlatacağım. Bu işe girişirken ne tarihçilerin aşağıdaki dipnotta değindiğim tezlerini sorgulayıp eleştireceğim, ne de 1965’li yıllardan beri sürüp giden Osmanlı toplumu ve Asya üretim tarzı hakkında yapılan tartışmalara ilişeceğim. Zaten, eski kitabımı bile yeniden okumaktan çok, onu yeni bir görüşle donatıp, eksiğini gediğini tamamlamayı yeğlerim. Bu davranışla, belki de kendim dahil, bütün tarihçi ve sosyal bilimcileri eleştirmiş oluyorum. Kötü niyet değil, olabilir. Türkmen tarihçi Annanepesov Murat’ın dediği gibi ne de olsa ‘tarih kişisel bir sorundur’.