Kategori:
Edebiyat
Yazar:
Henning Mankell
Yayınevi:
Altın Kitaplar
Pekin’den Gelen Adam
Tanıtım Bülteni
2006 yılının dondurucu kışının hüküm sürdüğü İsveç’in kuzeyindeki unutulmuş bir köye çağrılan polisler korkunç bir cinayetin kurbanını karların içinde yatarken bulurlar. Araştırmalarına başladıklarında köyün ürkütücü bir sessizliğe bürünmüş olması dikkatlerini çeker. Ortalıklarda hiç kimse yoktur. Cinayetin görgü tanığı olup olmadığını öğrenmek için ev ev dolaşmaya başladıklarındaysa, İsveç tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir katliamı ortaya çıkarırlar.Yargıç Birgitta Roslin gazeteleri okuduğunda öldürülen çiftlerden biriyle arasında ailevi bir bağ olduğunu keşfeder ve olayı araştırmaya karar verir. Elinde on dokuzuncu yüzyıldan kalma bir günlük ve cinayetlerin işlendiği köyün yakınlarında bulunan kırmızı bir ipek kurdeleden başka hiçbir ipucu yoktur. Birgitta’nın araştırmaları onu uluslararası boyutlarda bir çürümüşlüğe ve kökenleri yüz yıl öncesine dayanan bir intikam hikâyesine götürür.Pekin’den Gelen Adam hem sürükleyici hem de düşündürücü bir politik polisiye. Uluslararası meselelere geniş bir tarihi perspektiften bakan, konuya kendine özgü bir öngörüyle yaklaşan ve olayları insanın kanını donduran bir gerilimle okuyuculara sunan Mankell bu yapıtıyla yeteneğinin zirvesine ulaşıyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Avrupa polisiye yazarlarının bana göre şu an 1 numarası olan Mankell’den bir başka kaliteli harika bir cinayet romanı.
Son günlerde okuduğum çok iyi kitaplardan biri. Ilk henning mankell kitabim.Kurgusu çok iyi anlaşılır akıcı heyecanlı çok beğendim. diğer kitaplarından devamm…
Bence Mankell okumak bir ayrıcalık diye düşünüyorum..O kadar derin ve insanı kendine bağlayan kurguları var ki,etkilenmemek kendinizi şanslı saymamak imkansız..Bu kitabı görünce içimde garip bir mutluluk oluştu,yeni bir Mankell romanıydı ve alıp okudum..Kitap aslında üçe bölünmüş ama her bir bölüm ayrı bir tat ayrı bir heyecan ile sarılmış..Cinayetler,gerilim,Tarih,inanılmaz gerçekler ve tabi ki süpriz final.Birde Çin anlatılıyordu elbette..Ama beni en çok etkileyen ikinci bölümdeki San karakteri ve onun inanılmaz hikayesi oldu..Mankell öyle bir hikaye yazmış ki gerçek olduğuna inanmak istiyorsunuz..Daha fazlasını kitaptan okuyun artık.Kitabı ve elbette yazarı Henning Mankell’ı herkese tavsiye ediyorum..Hala bu yazar ve kitapları ile tanışmadıysanız bence kitap okumuyorsunuz demektir..
Henning Mankell’in okuduğum ilk kitabı. Üslubunu sıkıcı, dağınık ve polisiyeye uygun bulmadığımı söyleyebilirim. Olay örgülerini iyi bir şekilde bağlayamamış. Kitabın fikri çok güzel. O günlükler, isviçredeki olaylar, hakimin karakterini oturtması bunlar çok güzel. Ancak eksik olan olayları birbirine bağlaması. Bana yavan ve sıkıcı geldi açıkçasıi Çindeki olaylar gereğinden fazla uzatılmış.
Benzer Kitaplar
Kanattaki Umut
Thedora
Aşk Hayatınızı Değiştirecek 10 Strateji
Mustafa Kemal Paşa’ya Selam Söyle / Mübadele Öyküleri
Sosyal Kontrol ve Din
Alim ve Mütefekkir İmam Gazzali
Ben Bu Saçmalığı Bırakamam
Vertikal Skarlı Mammoplasti
Kum Kaptanları
Türk Boheminde Bir Cevelan (1870-1980)
Kelimeleri Sevmek
Azmin Zaferi
Bağ Bekçisi
Uzak Şarkı
Yazgıdan Yarına