Henri Michaux veya Plume, Gençliğinde Asya denizlerini dolaşmıştı. Paris'e yerleşince durulmadı, bu sefer içsel yolculuklara çıkmaya başladı. Okurlara sunduğu seyir defterleri olağanüstüydü, bütün evreni kendi gerçekliği kılıyordu. O, suçlu olduğunu peşinen kabullenip kendi gönüllü sürgününe çıkmıştı. Andre Gide'in Henri Michaux'yu Tanımak'ına kadar fazla tanınmıyordu. Zaten kendisi de kitaplarının satış rakamlarıyla fazla ilgilenmezdi. Ama yine de kayıtlara çağımızın tanıklarından olarak geçti. Bu kitap o tanıklıklardan biri: Plume Adında Biri.
michaux aslında bir şair. 48 sayfalık 13 hikayelik kısa bir gezinti ile kitabı da yazarı da tanımlamak zor. plume’u okurken bana ilk çağrıştırdığı Albert Camus’nün ‘yabancı’sı oldu. plume’la yabancı birbirlerinin aynısı… hayata, çevresindekilere ve özellikle kendine karşı o kadar yabancıki, bu yabancılaşma insanı sinir edecek boyutta. plume’un çevirmeni Abidin Emre’nin deyimiyle “GARİP BİR KİTAP”…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
michaux aslında bir şair. 48 sayfalık 13 hikayelik kısa bir gezinti ile kitabı da yazarı da tanımlamak zor. plume’u okurken bana ilk çağrıştırdığı Albert Camus’nün ‘yabancı’sı oldu. plume’la yabancı birbirlerinin aynısı… hayata, çevresindekilere ve özellikle kendine karşı o kadar yabancıki, bu yabancılaşma insanı sinir edecek boyutta. plume’un çevirmeni Abidin Emre’nin deyimiyle “GARİP BİR KİTAP”…