...Yıllar sonra oturduğu Başbakanlık koltuğunda çocukluğunu düşündü. Trabzon'da, bahçeli konağın bahçesinde oynadıkları oyunları anımsatan bir durumla karşı karşı karşıyaydı. Devletin en üst noktasında askerlerle birlikte adına "28 Şubat" denilen, girift olduğu kadar tehlikeli bir oyunun karşılıklı hamleleri yapılıyordu. Satranca dönen bir oyun, 28 Şubat gecesi yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı ile yeni bir boyut kazanmıştı. Partisinin mitinglerinde "İşte Ordu, İşte Komutan" sloganlarıyla karşılanan Erbakan kendisini, generallere karşı kolay olmayan bir psikolojik savaşın içinde buldu. "Selamün Aleyküm Komutanım" Türkiye'nin iliklerine kadar hissettiği yıldızlar savaşını, Milli Görüş'ün 28 yıllık sürecini, perde arkasında konuşulanları, bilinmeyenleri anlatıyor.
Bu millet iki kişiyi hiç anlamadı. Bir tanesi cennetmekan Sultan 2.Abdülhamid Han , merhum saltanatta olmasına rağmen yetişmiş ve geniş ufuklu kadroları olmadığı için hep yalnız kaldı . Onun yaptıklarına çevresindekilerin hayalleri bile yetişmedi. Kendisini en çok desteklemesi gereken bazı tanınmış islamcılar bile , isimlerini saymaya gerek yok , hep köstekledi , hatta hal fetvasını bile böyle birisi yazdı. Kendisine diktatör diyenler 10 senede memleketi batırdı. Muhterem Erbakan’ı da anlamayan bu millet en yüksek maaş zamlarını alıp bir taraftan da kadayıfın altı , bilmem kaç kilo altın gibi gevezeliklere devam etti , 28 şubat darbesinde arkasında durmadı. Seçimlerde aslı varken sanki Yeşilçama jön , Kırkpınar’a pehlivan seçiyorlarmış gibi sırf genç diye sahtesine teveccüh gösterdiler. Şimdi de kalkmış mezarda emeklilik diye ağlıyorlar. Unutulmamalı ki her millet layık olduğu şekilde idare olunur.
Türkiye siyasetinden gelip geçen onca lider arasında, kendimce bir yerlere oturtamadığım tek lider Necmettin Erbakan’dır. Türkiye’nin milli meselerinde takındığı onurlu tavır ile, hiçbir liderin cesaret edemeyeceği ağırlıkta uygulamaları(örneğin havuz sistemi) bir yana, dış güçlerin etkisine girmeyen yegane liderlerden biridir. Ancak ne yazık ki, ne kendisi ne de geldiği siyasi taban, radikal fikirlerinden ve onlara siyaset yolunu kapatacak aykırı düşüncelerinden vazgeçmediler. Bu kitapta da bir bakıma, Necmettin Erbakan’ın 30 yıllık siyasi yaşamının nasıl, ve bana kalırsa da ne kadar ucuz bir şekilde sona erdirildiği anlatılıyor. Kitabı okurken daha iyi anladım ki, 28 Şubat’ta ve ondan öncesinde, kendisine yönelik komplo tezgahlandığını öne süren Necmettin Erbakan, bu komploları boşa çıkaracak hamleler yerine, tabanını hoşnut edecek söz ve eylemlerle kendisini devirmeye çalışanların eline sürekli koz vermiştir. Erbakan, siyasi ve ekonomik alandaki milli duruşu, ABD ve özellikle İsrail’e karşı takındığı tavır ile ne kadar övgüyü hak ediyorsa, ‘dini siyasete alet etme’ konusundaki inatçı tavrı ile de o kadar eleştiriyi hak ediyor. Bu haliyle Erbakan, ”kendini yakan ateşi besleyen” bir duruma düşüyor.Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, kitapta çok fazla yazım hatası ve cümle bozuklukları var. Okumayı engellemiyor ama çok rahatsız ediyor.
milli görüş hareketini nizamdan refah partisine kadar anltan yazar.28 şubat sürecine yazılarını yoğunlaşmaktadır.objektif bir değerlendirme kitabı olan kitap bazı açılardanda taraflı bir şekil almaktadır.bu kitapta fehmi çalmuk erbakanın kürtleri kadar başarılı olmasada 28 şubat süreciyle iligili önemli bir kaynak ortaya koymuştur.
bu millet neyi anlamışki erbakanı da anlasın.havuz sistemi iç güçlerin, d-8 ise dış güçlerin işine gelmedi.yiğidi öldür ama hakkını ver demişler.şuna tüm samimiyetimle inanıyorumki eğer erbakana izin verilseydi bugün dünyaya meydan okurduk.28 şubatın meşhur kadını fadime şahin nerdedir.nerde o müslüm gündüz ve ali kalkancı piyonları.nasıl ki devlet adnan menderesi asıp sonrada onu kahraman ilan etti ise,birgün gelip erbakanıda kahraman ilan edecektir.ama ne fayda…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bu millet iki kişiyi hiç anlamadı. Bir tanesi cennetmekan Sultan 2.Abdülhamid Han , merhum saltanatta olmasına rağmen yetişmiş ve geniş ufuklu kadroları olmadığı için hep yalnız kaldı . Onun yaptıklarına çevresindekilerin hayalleri bile yetişmedi. Kendisini en çok desteklemesi gereken bazı tanınmış islamcılar bile , isimlerini saymaya gerek yok , hep köstekledi , hatta hal fetvasını bile böyle birisi yazdı. Kendisine diktatör diyenler 10 senede memleketi batırdı. Muhterem Erbakan’ı da anlamayan bu millet en yüksek maaş zamlarını alıp bir taraftan da kadayıfın altı , bilmem kaç kilo altın gibi gevezeliklere devam etti , 28 şubat darbesinde arkasında durmadı. Seçimlerde aslı varken sanki Yeşilçama jön , Kırkpınar’a pehlivan seçiyorlarmış gibi sırf genç diye sahtesine teveccüh gösterdiler. Şimdi de kalkmış mezarda emeklilik diye ağlıyorlar. Unutulmamalı ki her millet layık olduğu şekilde idare olunur.
Türkiye siyasetinden gelip geçen onca lider arasında, kendimce bir yerlere oturtamadığım tek lider Necmettin Erbakan’dır. Türkiye’nin milli meselerinde takındığı onurlu tavır ile, hiçbir liderin cesaret edemeyeceği ağırlıkta uygulamaları(örneğin havuz sistemi) bir yana, dış güçlerin etkisine girmeyen yegane liderlerden biridir. Ancak ne yazık ki, ne kendisi ne de geldiği siyasi taban, radikal fikirlerinden ve onlara siyaset yolunu kapatacak aykırı düşüncelerinden vazgeçmediler. Bu kitapta da bir bakıma, Necmettin Erbakan’ın 30 yıllık siyasi yaşamının nasıl, ve bana kalırsa da ne kadar ucuz bir şekilde sona erdirildiği anlatılıyor. Kitabı okurken daha iyi anladım ki, 28 Şubat’ta ve ondan öncesinde, kendisine yönelik komplo tezgahlandığını öne süren Necmettin Erbakan, bu komploları boşa çıkaracak hamleler yerine, tabanını hoşnut edecek söz ve eylemlerle kendisini devirmeye çalışanların eline sürekli koz vermiştir. Erbakan, siyasi ve ekonomik alandaki milli duruşu, ABD ve özellikle İsrail’e karşı takındığı tavır ile ne kadar övgüyü hak ediyorsa, ‘dini siyasete alet etme’ konusundaki inatçı tavrı ile de o kadar eleştiriyi hak ediyor. Bu haliyle Erbakan, ”kendini yakan ateşi besleyen” bir duruma düşüyor.Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, kitapta çok fazla yazım hatası ve cümle bozuklukları var. Okumayı engellemiyor ama çok rahatsız ediyor.
milli görüş hareketini nizamdan refah partisine kadar anltan yazar.28 şubat sürecine yazılarını yoğunlaşmaktadır.objektif bir değerlendirme kitabı olan kitap bazı açılardanda taraflı bir şekil almaktadır.bu kitapta fehmi çalmuk erbakanın kürtleri kadar başarılı olmasada 28 şubat süreciyle iligili önemli bir kaynak ortaya koymuştur.
erbakan hocanın hayatını anlatan ilk biyografilerden. 2000 sonrası olmadığı için eksik bir eser ama yeniden basılması lazım
bu millet neyi anlamışki erbakanı da anlasın.havuz sistemi iç güçlerin, d-8 ise dış güçlerin işine gelmedi.yiğidi öldür ama hakkını ver demişler.şuna tüm samimiyetimle inanıyorumki eğer erbakana izin verilseydi bugün dünyaya meydan okurduk.28 şubatın meşhur kadını fadime şahin nerdedir.nerde o müslüm gündüz ve ali kalkancı piyonları.nasıl ki devlet adnan menderesi asıp sonrada onu kahraman ilan etti ise,birgün gelip erbakanıda kahraman ilan edecektir.ama ne fayda…