Siborg, hem ‘tahayyül’ün hem de ‘maddi gerçeklik’in yoğunlaşmış bir imgesidir. ‘Batı’nın bilim ve siyaset geleneklerinde (ırkçı, erkek-egemen kapitalizm geleneği, ilerleme geleneği, doğayı kültür ürünleri kaynağı olarak sahiplenme geleneği, benliğin başka benliklerin yansımalarından yeniden üretilmesi geleneği) organizma ile makine arasındaki ilişki, hep bir sınır muharebesi şeklinde cereyan etmiştir. Bu türdeki bir sınır muharebesinin paylaşılamayan toprakları da üretim, üreme ve tahayyüldür.Benim argümanım, sınırların karışmasını sevinçle karşılamakta ve bu sınırların oluşturulmasında sorumluluk üstlenmektedir. Benim argümanım ayrıca, sosyalist-feminist kültür ve teoriye, postmodernist, natüralist-olmayan bir tarzda ve cinsiyetin olmadığı bir dünya -belki doğuşun olmadığı, belki sonu da olmayan bir dünya- tahayyül eden ütopik gelenek dahilinde, katkıda bulunma çabasını temsil eder. İkisi sarmal dansla birbirlerine sarılmışlarsa, ben tanrıça olmaktan ziyade siborg olmayı yeğlerim.
Dijitalize olmuş bir dünya da siborg olmamak mümkün mü? peki ya siborgun cinsiyetini hiç düşündünüz mü? yıllar öncesinden günümüze yazılmış harika bir kitap.
Dili biraz ağır gelebilir fakat ben çok zorlanmadım. Sapiens kitabındaki bir cümlenin dipnotunda görüp almıştım. Ilginç bir kitap ve bir günde bitirebilirsiniz.”kısacası, hepimiz siborguz.”
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Dijitalize olmuş bir dünya da siborg olmamak mümkün mü? peki ya siborgun cinsiyetini hiç düşündünüz mü? yıllar öncesinden günümüze yazılmış harika bir kitap.
Dili biraz ağır gelebilir fakat ben çok zorlanmadım. Sapiens kitabındaki bir cümlenin dipnotunda görüp almıştım. Ilginç bir kitap ve bir günde bitirebilirsiniz.”kısacası, hepimiz siborguz.”
daha çok feminen bakış açısı
Ditopik bir kurguyla cinsiyetsiz bir dünya tasavvuru.