Mistisizm, mitler ve ironi öylesine örtünüyor ki, bu reaksiyondan açığa çıkan bellek sürçmeleri, gölge oyununa dönüşüyor. Geçmiş ve gelecek düş odalarına taşınıyor onun dünyasında. Düşler sadece kendisi için kurgulanmış, bir masa ve yazı ile kağıt arasında süren sonsuz arbede. Kendine ayırdığı çok özel mülkiyet orası, düşle gerçek arasında tel örgüler çekilmiş yer. Aşkın hallerini eviriyor, düş ile ten çok görünse de, bu savaşın tek galibi aynı zamanda "Bir karyola aldım yıllar sonra kendime. Göğe açık penceresi olan bir de oda. Burada da kalıcı değilim biliyorum, belki de hiç kalmadım, bu uçsuz bucaksız ıssızlığın içinde..." Yolculuklara açılan bir kapının önünde gibidir. Hep başka yerdedir, başka adreste. Göçebe bir dünya çizer kendine. Duyarlığı, eksiltmeden, yoruılmadan taşır heybesinde, tam "duygunun yaptığı, aklın çabucak bozduğu" yerdedir.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)