“Eski haritanın yeni harite üzerinde işaret ettiği yeri buldu. Dışarıya çıktı. Eski ve yeni atlasın ikisinde de görünen, üst caddenin aşağıya açılan üçüncü köşesinde bulunan ve sekiz merdiven basamağı ile inilen aktara gitti. İçeriye girdi. Aktar onu görünce, arkasındaki rafın en üst sırasındaki tek başına duran kilden bir kaseyi uzattı. İçinde yüzyıl öncesinden harmanlanmış tohumlar, kurutulmuş yapraklar, ince imbiklerden geçirilmiş sırlar vardı.”Yalnızlığın bilgiden arındırılmış saydam hali. Zengini yoksula, yoksulu zengine dönüştüren tuhaf zaman sarmalları arasında geçen bir roman…