Kategori: Edebiyat
Yazar: Eric Van Lustbader
Yayınevi: Altın Kitaplar
Son İhanet
Tanıtım Bülteni
Sonsuza dek yumuşak huylu dilbilim uzmanı David Webb ile ölümcül süper ajan kişilikleri arasına hapsolmuş olan Jason Bourne için hayat asla sıradan olamıyordu. Eski akıl hocası Profesör Specter, onu Georgetown Üniversitesi Karşılaştırmalı Diller Bölümü’nün başkanı olarak işe aldığında, sonunda hayatı normal seyrine kavuşur gibi olmuştu.O ana kadar bilinmeyen bir terör örgütünün, bir hafta içinde Birleşik Devletler’in doğu sahillerine büyük bir saldırı düzenleyeceği bilgisi Merkezi İstihbarat ağına ulaşmıştı. Bu bilgiyi destekleyecek yeterli somut istihbarat olmadan ve Merkezi İstihbarat’ın yeni direktörü Veronica Hart’ı sabote etmeye istekli rakip istihbarat kurumlarının tehdidi altında, bu karanlık terör örgütünü alaşağı etmek için asi ajan Jason Bourne’u göreve çağırmaktan başka şansları yoktu.Bourne kendini bir anda ikili hayatının en ölümcül ve karmaşık operasyonunun içinde bulmuştu. Kökleri İkinci Dünya Savaşı’nın en karanlık günlerine dayanan ölümcül terör örgütü Siyah Lejyon’un liderinin peşine düşmüştü. Ancak kendi yanında olması gerekenler onu aşağı çekmeye uğraşırken, kendisi kadar zeki ve ruhen yaralı bir kiralık katil her geçen dakika ona daha da yaklaşmaktaydı.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Çok sevdiğim bir yazar.
Jason Bourne karakterinin normal bir yaşamı her zaman hayal etmesine karşılık, yaşanan olayların onun hayatının sonuna kadar entrika ve şiddetle örülü bir hayatın dışına çıkamayacağının kanıtı olmuş bir roman.
Robert LUDLUM’un Bourne üçlemesine devam eden yazarın 3. Bourne romanı, ilkinin kalitesinde. Robert Ludlum yazsaydı bunlar olmazdı diyeceğiniz bir kaç “yok artık, böyle tesadüf mü olur?” haricinde gayet okunabilir bir roman. Bourne serisinin 5 kitabını okuduysanız, bunu da okuyunuz.
Kitapta kahramanımız Jason Bourne, kökleri ikinci dünya savaşına dayanan “Siyah Lejyon” adlı örgütün yıllardır hazırlığını yaptığı ABD’nin ekonomik düzenini yok edecek planını engellemek için çalışırken bir yandan da NSA ve CIA’in üstünlük savaşına kurban gitmemeye çalışmakta bazı arkadaşlara çok klasik gelebilir ama yazarın anlatımı ve konunun işlenişi oldukça başarılı sıkmadan son sayfaya kadar kendini okutan bir kitap. Ayrıca bizlerin ilgisini çekecek bir konuda kitabın bir bölümünün Türkiye’de geçmesi. Eskişehir ve İstanbul’un yer aldığı hiçte azımsanmayacak sahneler var.
Güzel bir aksiyon romanı olabilir ama kesinlikle kapakta yazdığı gibi bir Jason Bourne romanı değil hele büyük üstad Robert LUDLUM’un o efsane romanlarının kalitesinde hiç değil o kalitede bir roman beklenerek okunursa okuyucuda büyük hayal kırıklığı olur ama orta karar bir aksiyon romanı okumak istiyorsanız ideal roman ama şunuda söylemeliyimki Eric Van Lustbader’in yazdığı Bourne romanları arasında en beğendiğimde bu romandı önceki romanlarda olan o abartılı uçuk aksiyon gitmiş yerine dozu iyi ayarlanmış bir aksiyon gelmiş ayrıca yazar sonlara doğru Ludlum gibi 2-3 ufak süpriz yerleştirmek istemiş ama süprizlerin çoğunluğu saçma tesadüflere dayandığı için pek zevk vermemiş Ludlum’un süprizleri herşeyden önce iyi bir kurguya dayanırdı ama kitabın olumsuz yönleri yanında birde olumlu yönü varki en iyi yönü kötü karekter olan Arkadin çok iyi yaratılmış gerçekten beğendim boş zamanlarda vakit doldurmak için okunacak ideal bir roman.