Bir gün sohbet sırasında Avrupa’da, bazı ünlü yazarların ölümlerinden sonra evlerinin müze haline getirildiği ve bu evlerin üzerine onların isimlerinin yazıldığı konuşulur. Örnek olarak da J.W. Goethe’nin Frankfurt’taki, Victor Hugo’nun Place des Vosges’daki, Frédéric Chopin’in Varşova’daki ve Tolstoy’un Yasnaya Polyana’daki müze-evlerinden bahsedilir. O mecliste bulunan ve sohbetin tesirinde kalan Florinalı Nazım Bey, söz konusu kişilerin âkıbetlerine imrenerek Süleyman Nazif’e:- Üstadım, ben ölünce kapımın üstüne konulacak levhaya ne yazarlar acaba? deyince, üstâd damdan düşercesine:- “Kiralık Ev”şeklinde karşılık verir.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Nükteleri iLe karşı tarafta akıllara durgunluk yaratan keskin zekalı bir insan Süleyman nazifi mutlaka tanıyın derim