Kitabın önsözünü okuduğumda Muhsin Mahmelbaf’ın aynı zamanda “The Cyclist”(bir ara CNBC-E’de yayınlanmıştı) filminin senaristi ve yönetmeni olduğunu öğrenince kitabı daha bir istekli okudum. Yazar, hiçbir kelimeyi israf etmeden, tamamen anlaşılabilir bir dille, tüm anlatmak istediklerini okuyucuya anlatmış. İftihar Saadet’in başından geçen olaylar sayesinde İran İslam Devrimi öncesi insanların çektikleri sıkıntılar ve zulümler hakkında bilgi alabileceğiniz etkileyici bir kitap. Mutlaka okuyun derim…
İlginç, biraz karmaşık, bizim kültürümüzden uzakta bir kültürün ama aslında yanıbaşımızda olan insanların yaşadıklarını anlatan bir kitap. İlk okuduğumda sanırım biraz da toy olduğumdan kafam karışmıştı. Ölen birinin yerine namaz kılınması gibi ögelerin geçtiği roman çoğu inanç noktalarında şekillenmemiş fikirlerim üzerinde ufak bir dans yapmıştı. Ama kitabı yıllar sonra okuduğumda yeni bir kısım şeylerle de karşılaştım. 15 Hordad gününü, öldürülen binlerce insanı ve aslında yanıbaşımızda İran’ da yaşanan mezalimleri anlatan bir kurtuluş mücadelesinin verilmesi imgelerini anlatıyordu bana. Etkileyici bir kitap, her ne kadar da bir kısım konuları ve savunma metodları ile benim fikri yapıma uymasa da objektif bir okur olabilme özelliklerinden biri de her pencereden bakabilme yetisidir. bu anlamda İran’ da belirli bir dönemde gelişen olayları anlatması ve İran’ ın siyasal panoramasını belirli bir döneme ışık tutarak vermesi açısından hoş ve etkileyici bir kitap.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Humeyni öncesi kaynamakta olan İran toplumunu, Şah’ın polis ağını, çaresiz kalmış bir kadın üzerinden anlatan güzel bir eser.
Şark’ın Şiiri olan İran Sinemasının önemli yönetmenlerinden biri olan Muhsin Mahmelbaf’ın edebi yönünü keşfetmek için bu kitap mutlaka okunmalı!
Muhsin Mahmelbaf İran sinemasının usta isimlerinden. Kitabı ise oldukça sade yazılmış öykü tarzında. Belki de eksikliği çeviriden kaynaklanıyordur.
Kitabın önsözünü okuduğumda Muhsin Mahmelbaf’ın aynı zamanda “The Cyclist”(bir ara CNBC-E’de yayınlanmıştı) filminin senaristi ve yönetmeni olduğunu öğrenince kitabı daha bir istekli okudum. Yazar, hiçbir kelimeyi israf etmeden, tamamen anlaşılabilir bir dille, tüm anlatmak istediklerini okuyucuya anlatmış. İftihar Saadet’in başından geçen olaylar sayesinde İran İslam Devrimi öncesi insanların çektikleri sıkıntılar ve zulümler hakkında bilgi alabileceğiniz etkileyici bir kitap. Mutlaka okuyun derim…
İlginç, biraz karmaşık, bizim kültürümüzden uzakta bir kültürün ama aslında yanıbaşımızda olan insanların yaşadıklarını anlatan bir kitap. İlk okuduğumda sanırım biraz da toy olduğumdan kafam karışmıştı. Ölen birinin yerine namaz kılınması gibi ögelerin geçtiği roman çoğu inanç noktalarında şekillenmemiş fikirlerim üzerinde ufak bir dans yapmıştı. Ama kitabı yıllar sonra okuduğumda yeni bir kısım şeylerle de karşılaştım. 15 Hordad gününü, öldürülen binlerce insanı ve aslında yanıbaşımızda İran’ da yaşanan mezalimleri anlatan bir kurtuluş mücadelesinin verilmesi imgelerini anlatıyordu bana. Etkileyici bir kitap, her ne kadar da bir kısım konuları ve savunma metodları ile benim fikri yapıma uymasa da objektif bir okur olabilme özelliklerinden biri de her pencereden bakabilme yetisidir. bu anlamda İran’ da belirli bir dönemde gelişen olayları anlatması ve İran’ ın siyasal panoramasını belirli bir döneme ışık tutarak vermesi açısından hoş ve etkileyici bir kitap.