Selahattin uyudu ve barışı hayal etti. Rüyasında genç bir kadın tam karşısında duruyordu. Kadın peçesini kaldırdığında onun kendi ifadesini taşıyan güzel biri olduğunu gördü; kadının bir İngiliz şövalyesiyle kaçan kız kardeşinin kızı olduğundan emindi. Sonra kadının kendisini neden bu şekilde ifade ettiğini düşündü ve rüyasında bu duruma açıklık getirmesi için Allah’a dua etti. Sonra aynı kadının Suriye ovalarından birinde durduğunu gördü, bir taraftan sayısız Frenk, diğer yandan da sayısız Arap vardı, hepsi ölmeye hazır görünüyordu. Selahattin kılıcını yukarı kaldırmış, süvarilerinin başındaydı ve ilerlemeye hazırdı ama kadın elini kaldırdı ve onu durdurdu.