Türkiye’yi Avrupa’nın istilasını önleyen tampon ülke haline getirdiler… Üstelik bununla da övünüyorlar!Başbakan Yıldırım 2016’da “Türkiye olmasa mülteciler Avrupa’yı istila edecek” diyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019’da “Avrupa’nın huzurunu, 4 milyon sığınmacıyı Türkiye’de tutmalarına” bağlıyor. Türkiye’yi, AB’yle imzaladıkları “Geri Kabul Anlaşması” ile “göçmen deposu” yaptılar. Kâbil Havalimanı bekçiliği pazarlığının bir parçası olarak da, ABD’nin işbirliği yaptığı Afganlara göç için işaret ettiği Türkiye’yi “bekleme odası” haline getiriyorlar. Sadece bu iki örnek bile, Türkiye açısından göç meselesinin sıradan bir “mazlumlara kapı açma” olayı olmadığını, “emperyalist bir göç stratejisi” ile karşı karşıya olduğumuzu göstermeye yetmektedir.Ancak… Türkiye’nin göç sorununun kaynağı, birincisi ABD ve AB’nin emperyalist politikalarıdır, ikincisi de o politikalarla işbirliği yapan iktidardır. Sorunun kaynağı olan ABD, AB ve AKP yerine göçmenleri suçlamak ve mazlum göçmenle emperyalizm işbirlikçisi göçmeni aynı kefeye koyarak kategorik bir göçmen karşıtlığı yapmak büyük yanlıştır.Göç sorununun çözümü, işte bu perspektifle başlar…
6 milyon göçmen!Yapılan antlaşmalarla Türkiye Cumhuriyetinin nasıl bir duruma sokulduğu ve iktidarın ütopik hayalleri izlediği dış politikalar.Göçün arka yüzünü anlatan okunması gereken bir kitap.Evet bildiğimiz şeyler fakat izlenen politikaları tekrar hatırlamak adına okunmalı.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
6 milyon göçmen!Yapılan antlaşmalarla Türkiye Cumhuriyetinin nasıl bir duruma sokulduğu ve iktidarın ütopik hayalleri izlediği dış politikalar.Göçün arka yüzünü anlatan okunması gereken bir kitap.Evet bildiğimiz şeyler fakat izlenen politikaları tekrar hatırlamak adına okunmalı.