Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Tanrıyı Gören Köpek

Kategori: Edebiyat Yazar: Dino Buzzati Yayınevi: Can Yayınları

Tanrıyı Gören Köpek

  • çevirmen: Rekin Teksoy
  • Yayın Tarihi: 08.03.2019
  • ISBN: 9789750726415
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 192
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Romancı, öykü ve oyun yazarı Dino Buzzati, kendine özgü taşlama ve mizah anlayışıyla çağdaş İtalyan edebiyatının en saygın yazarlarından biri. Edebiyat çizgisinin kökleri genellikle Edgar Allan Poe ve Franz Kafka’ya bağlanan ama özellikle kısa öykülerinde tümüyle özgün bir fantastik dünya yaratmış olan Buzzati, sanayi toplumunun, günümüz insanı üstüne bir karabasan gibi çöreklenen baskılarını kimi zaman gerçeküstücü, yer yer olağandışı boyutlarda işliyor. Tatar Çölü adlı romanı ve Klinik Bir Vaka adlı oyunuyla büyük üne erişen Buzzati, en güzel öykülerini bir araya getiren Tanrı’yı Gören Köpek’te, çağdaş insanı sarmalayan gizemi aralamaya yöneliyor. İnsanoğlunu tüm zayıflıkları, tüm çelişkileriyle ele alan bu öyküler günümüzün yalnız insanını psikolojik derinliğiyle irdelemekle kalmıyor, tükenmeyen umutlarımızı da dile getiriyor.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Tanrıyı Gören Köpek PDF 7.97 MB İndir
Tanrıyı Gören Köpek EPUB 8.91 MB İndir
Tanrıyı Gören Köpek MOBI 7.03 MB İndir
Tanrıyı Gören Köpek ODF 7.50 MB İndir
Tanrıyı Gören Köpek DJVU 9.38 MB İndir
Tanrıyı Gören Köpek RAR 6.09 MB İndir
Tanrıyı Gören Köpek ZIP 5.63 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Buzzati, Poe ve Kafka’ya benzetilir, doğrudur. Daha umutlu olduğu da doğrudur, hayaletlerin fildişi kapılardan geçebilmesi bunu kanıtlar. Normalde hayalet nedir? Hayalet bu dünyada işi olan, bu dünyanın işini öbür dünyaya bırakmak istemeyen öcü bir kardeşimizdir. Dolayısıyla işini gördürmek lazımdır. Öbür türlü dadanır, gitmek bilmez. Buzzati ne yapıyor, hayaleti gönderiyor. Gogol tokat aşkettirip öyle göndermişti mesela, çünkü paltolarla alakalı bir mevzu kalmamıştı. Nihayet. Küresel bir felaketi bu yüzden dört gözle bekleyen çok insan var diye düşünüyorum. Meteor düşüyor mesela. Onu da geç, hayalet gördün. Nihayet be! Bugün bisikletle sahilde dolanırken çocuklu bir çift gördüm, çocuk arabaya kurulmuş, keyfi yerinde, komik komik şeyler yapıyordu. Anneyle babanın bir bakışı vardı, görmeliydiniz. El ele tutuşmuşlardı, bir mucizeye şahit oluyorlarmış gibiydi. Belki de öyledir, uzun zamandan beri bu kadar iyi hissetmemiştim. Buzzati’nin öyküleri de böyle biraz, benzer bir mucizeyi taşır gibi.
Buzzati’ninki zafer sarhoşluğundan başka bir şey yaşamayan cinsten, hatta o kadar çok toprağı var ki ucu bucağı yok sahibi olduğu yerlerin, ilk öyküdeki baba bu adam olabilir mi? Sadece güçlenmek ve aşılamaz olmak ister, bu yüzden fetihlerin ardı arkası kesilmez. Askerler? Hükümdar askerlerinin söylediği türküleri hüzünlü bulur ve yardımcısına ne söylediklerini öğrenmesini emreder. Onca yağma, zenginlik ve kadının veremediği şey nedir gerçekten? Yardımcı, sözleri öğrenip kralına söyler: “Tarlayı, köyü/davullar inletti/yıllar geçip gitti/geri gelmedi/geri gelmedi/ hiçbiri” Devam ediyor: “ileri hep ileri/yıllar geçip gitti/bıraktığım yerde seni/bıraktığım yerde seni/şimdi bir haç dikili”
“Ama hükümdarlar, yöneticiler, bilgiç nazırlar duvar gibi sağırdılar. Hiçbiri anlamamıştı, yalnızca, akşamın sokaklarında yorgun argın, türkü söyleyerek ölüme doğru yürüyen, yüzlerce zafer kazanmış askerler anlamışlardı.” (s. 99)
Arka arkaya zaferler kazanmış, yıllarını cephelerde yitirmiş Maximus’un son zaferinden sonra Marcus Aurelius’tan istediği şey, kendisine her şeyi verebilecek adamdan istediği tek şey eve dönebilmekti.
Kitaba adını veren öykü de elden öper. Buzzati sanayi toplumunun parıltı -yoruma açık; yaşama sevinci, doğayı en saf şekilde algılama biçimi, bir bütünün parçası olma duygusu, ne koyarsanız- silici etkisini gömer, Calvino gibi nicesine kapı aralamıştır, bir yandan da çıkışsız kurgularla oynar. Düşündürür yani, başka yaratılara bağlantı sağlar. İyidir.


Hikayeler süper. Açıp açıp okumak istenecek türden


Bazı hikayeleri gerçekten güzeldi. Bazılarıysa beni çok tatmin etmedi.


Öyküleri kendine özgü gerçekten. Tatar çölü nü okumuştum ilk kitabı olarak. Öykülerini de beğendim.


Öykülerin her birinde farklı bir hava, büyülü bir atmosfer var. Severek okudum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*