Erken dönem Alman romantizminin önde gelen yazarlarından Friedrich de la Motte Fouqué, dünyaya sesini ilkin su perisinin efsanesini öykülediği Undine’yle duyurdu.Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi’ne ilham kaynağı olan Tılsımlı Yüzük de yazarın İskandinav sagalarına ve mitlerine, Ortaçağ’ın şövalye anlatılarına ve bu anlatıların temsil ettiği değerlere yönelik ilgisini yansıtan bir eser. Arka planındaki Haçlı Seferleri’yle perilerin, hayaletlerin, orman cinlerinin taçlandırdığı bu şövalye romanı; adalet ve barış uğruna yollara düşen cesur kahramanların, bu yollarda göğüslenilen güçlüklerin, kurulan kadim dostlukların, sadakatin ve elbette filizlenen güçlü aşkların da destanıdır. “(…) insan, içindeki özlem onu nereye çekiyorsa oraya gitmeli. Bu niyetle yola çıkmışsa, omuzlarındaki yükleri, yeryüzünün bütün nimetlerini elinin tersiyle silip atabilmeli.”
Undine’i okuyup sevenler bu hikayeye de bayılacaktır. Undine’de ana karakterler üzerinden giden ve fazla dış karakter sokmamasının aksine bu kitapta çok fazla girip çıkan, farklı hikayeler anlatmak için far olan karakterler karşımıza çıkıyor. Oldukça sürükleyici ve hızlı başlayan hikaye hiç temposunu düşürmüyor. Sürekli iç hikayelerle beslenmesin de okuyucuyu batıya ait bir mistisizmle sarıyor
Haçlı Seferleri, İskandinav mitolojisi, Yüzüklerin Efendisi Galadriel’in prototipi olan bir cadı, yanlış hatırlamıyorsam kırılan bir kılıç… Kitabı tek seferde okuyamadım. Baştaki romantikliklere katlanamayıp bıraktım. Tolkien’e Yüzüklerin Efendisi için ilham oldu diye okumaya devam ettim. Garip tesadüfler, platonik aşıklar, çok uzak mesafeleri kısacık yolculuklarla kat etmek, korkunca bayılan kadınlar gibi gotik-romantik klasikleri tüm hikayede mevcut. Bunların dışında yazarın okuyucuyla konuştuğu bölümlere bayılıyorum. Sonuç olarak çok sevdim; ama bu kadar kalabalık kadrolu bir hikayeye alışmak zaman alıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Undine’i okuyup sevenler bu hikayeye de bayılacaktır. Undine’de ana karakterler üzerinden giden ve fazla dış karakter sokmamasının aksine bu kitapta çok fazla girip çıkan, farklı hikayeler anlatmak için far olan karakterler karşımıza çıkıyor. Oldukça sürükleyici ve hızlı başlayan hikaye hiç temposunu düşürmüyor. Sürekli iç hikayelerle beslenmesin de okuyucuyu batıya ait bir mistisizmle sarıyor
Orta çağ mitolojisine hakim ve meraklı iseniz okuyabilirsiniz. Kurgusu fena değil.
Değişik bir havası var. Şövalyelerin erdemleri ve yaşayışları üzerine kurgulanmış. Okunabilir bir eser.
Kitabı büyük umutlarla almıştım ancak beklentimi karşılamadı. Eğer İskandinav mitolojisine ilginiz varsa beğenebilirsiniz.
Haçlı Seferleri, İskandinav mitolojisi, Yüzüklerin Efendisi Galadriel’in prototipi olan bir cadı, yanlış hatırlamıyorsam kırılan bir kılıç… Kitabı tek seferde okuyamadım. Baştaki romantikliklere katlanamayıp bıraktım. Tolkien’e Yüzüklerin Efendisi için ilham oldu diye okumaya devam ettim. Garip tesadüfler, platonik aşıklar, çok uzak mesafeleri kısacık yolculuklarla kat etmek, korkunca bayılan kadınlar gibi gotik-romantik klasikleri tüm hikayede mevcut. Bunların dışında yazarın okuyucuyla konuştuğu bölümlere bayılıyorum. Sonuç olarak çok sevdim; ama bu kadar kalabalık kadrolu bir hikayeye alışmak zaman alıyor.