Türk sosyolojisinde, Ulus-Devlet kimliği, bir başka deyimle milletleşme önemli bir alanı oluşturur. Türklerin İslamiyeti kabul ettiği döneme kadar tarihsel bir yazılı belge olan Orkun Anıtlarında, "Türk budunu" deyimi, Bilge Kağan tarafından sürekli vurgulanmaktadır. Göktürk Devleti, tüm kimliği ile Orkun Anıtlarında yerini almakta, "Budun" veya "Ulus" olgusu ise, hiçbir karşıt düşünceye yer vermeyecek biçimde, varlık alanını sürdürmektedir. Esas olan: "Ne Mutlu Türküm Diyene" ifadesinde gözlendiği üzere "Türklüktür". O halde, kendini Türk hisseden, Türk kültür ve değerlerini taşıyanlar için bir ortak payda vardır, bu da Türklük olgunsunda birleşmektedir. Türklük, sosyoantropolojik deyimi ile "Egemen Kültür", "Büyük Toplum" veya "Standart Kültür" oluyordu.
Çağımızın Ziya Gökalp’i Orhan Türkdoğan Cumhuriyet Türkiyesinin şu anda yaşadığı tüm sorunların altında yatan temelleri çok iyi irdelemiş.Türk Ulus Devlet Kimliği, Türkiyelilik gibi zırvaların hakim olduğu bir ortamda aydıncıkların okuması gereken temel bir eser.Milletleşememe Türkiye’nin en temel sorunudur ve miletleşemeden Türkiye’nin önünü görebilmesi mümkün değildir. Osmanlı’nın ümmetçiliği benimseyip kavmini tanımama noktasında zafiyet göstermesi Cumhuriyetle birlikte bir nevi ortadan kaldırılmıştır ancak bu sefer de ümmetçilik tamamen dışlanmış ve belirli sürelerde devlet dine tavır almıştır. Eğer ümmetleşme ve kavmini tanıma ve kavmine mensubiyet şuuru taşıma da denilen İbn-i Haldun’un asabiye şuurunu Osmanlı Selçukludan bir miras olarak almasaydı bugün durum daha farklı olabilirdi. Ayrıca evrensel kültür, kozmopolitleşme, çokkültürlülük,aydın sınıfının sorunları da burada irdelenmiş. Yöneten-yönetilen, halk-aydın ikiliği de sosyolojik olarak çok iyi açıklanmış.Orhan Türkdoğan değerli kişilerin dedikleri ne zaman anlaşılırsa o zaman Türkiye rayına girer. Ayrıca Orhan Türkdoğan’ı Türkiye’deki klasik akademisyen çizgisinden farklı bir çizgi izlediği için şükranlarımı sunuyorum. Masa başında yaptığı alıntılarla ve yabancı akademisyenlerin yaptıklarını çevirmekten başka bir işe yaramayan bazı akademisyenlere Orhan Türkdoğan’ı örnek almalarını öneririm. Kendi ülkesini bile tanıyamayacak derecede benliğinden uzaklaşan aydın geçinen entel görünen kişilere okumasını öneririm ama onların bu tür şeyleri okuayabilecek kapasitede olduklarını da pek fazla zannetmiyorum.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Çağımızın Ziya Gökalp’i Orhan Türkdoğan Cumhuriyet Türkiyesinin şu anda yaşadığı tüm sorunların altında yatan temelleri çok iyi irdelemiş.Türk Ulus Devlet Kimliği, Türkiyelilik gibi zırvaların hakim olduğu bir ortamda aydıncıkların okuması gereken temel bir eser.Milletleşememe Türkiye’nin en temel sorunudur ve miletleşemeden Türkiye’nin önünü görebilmesi mümkün değildir. Osmanlı’nın ümmetçiliği benimseyip kavmini tanımama noktasında zafiyet göstermesi Cumhuriyetle birlikte bir nevi ortadan kaldırılmıştır ancak bu sefer de ümmetçilik tamamen dışlanmış ve belirli sürelerde devlet dine tavır almıştır. Eğer ümmetleşme ve kavmini tanıma ve kavmine mensubiyet şuuru taşıma da denilen İbn-i Haldun’un asabiye şuurunu Osmanlı Selçukludan bir miras olarak almasaydı bugün durum daha farklı olabilirdi. Ayrıca evrensel kültür, kozmopolitleşme, çokkültürlülük,aydın sınıfının sorunları da burada irdelenmiş. Yöneten-yönetilen, halk-aydın ikiliği de sosyolojik olarak çok iyi açıklanmış.Orhan Türkdoğan değerli kişilerin dedikleri ne zaman anlaşılırsa o zaman Türkiye rayına girer. Ayrıca Orhan Türkdoğan’ı Türkiye’deki klasik akademisyen çizgisinden farklı bir çizgi izlediği için şükranlarımı sunuyorum. Masa başında yaptığı alıntılarla ve yabancı akademisyenlerin yaptıklarını çevirmekten başka bir işe yaramayan bazı akademisyenlere Orhan Türkdoğan’ı örnek almalarını öneririm. Kendi ülkesini bile tanıyamayacak derecede benliğinden uzaklaşan aydın geçinen entel görünen kişilere okumasını öneririm ama onların bu tür şeyleri okuayabilecek kapasitede olduklarını da pek fazla zannetmiyorum.