Bildiğiniz veçhile Descartes, kitabın ilk satırında, akıl'dan bahseder. Daha sonra, sırası geldikçe kuva-yı tabiiyye ve felsefe'den bahseyler. Maarif Nezareti'nin o zamanki Encümen-i Teftiş-i Muayane'si, bu gibi meselelerden, yani felsefe'den, akıl'dan, tabiat kuvvetleri'nden bahseden bir eserin neşrine müsaade edilemeyeceğini bildirdi. Bereket versin, Ercümen Reisi Hamdi Bey ve aza Azmi Bey beni tanırlardı. Bunların yardımı ile yakayı güç kurtardık ve müsaade aldık. Yalnız şunu söyleyeyim ki, felsefe'yi kurban verdik. Felsefe kelimesi yerine, hikmet demeliymiş. Böylece kitaptaki felsefe'leri hep hikmet yaptım.Eseri bir Ermeni kitapçı bastırdı. Hemen bir nüshasını alıp, yakından tanıdığımız başmabeynci Hacı Ali Paşa'ya götürdüm. Takdir göreceğimi ümit ediyorum. Beş on gün sonra kendisini gördüğüm Hacı Ali Paşa: Yahu siz ne yapmışsınız, kitapta aklından bahsetmişsiniz dedi. Ben de cevap olarak, Peki cinnetten mi bahsedeyim? dedim. Bilirsiniz ki, o zaman Sultan Murat hayatta idi, akıl ve cinnet kelimeleri Sultan Murat'ı hatırlatır diye endişe edilirdi. Bereket versin ki, başmabeyncinin ahbaplığı sayesinde iş büyümedi.İbrahim Ethem Mesut
Kitap Yorumları - (0 Yorum)