Faruk Duman’ın yeni romanı Ve Bir Pars, Hüzünle Kaybolur’un kahramanı, yüksekokulu yarıda bırakmış, askerliğini yaptıktan sonra, annesinin ölümü üzerine çocukluğunu geçirdiği kasabaya dönmek zorunda kalmış bir genç. Günlerini ormanda gezintiler yaparak, tüm dikkatiyle doğanın sesini dinleyerek geçiriyor. Ta ki bir parsa, bir de çocukluk aşkı Ceren’e rastlayana dek... Zaman zaman, kendimi onun yerine koyduğum oluyordu. Pars, parçalanmış bir hayvandır. Geceleri ormanda dolaştığı zaman. Vücudunun her bir parçasını, orada onun adına gözlerini dört açsınlar diye ormanın dört bir tarafında bırakırdı. Söz gelimi, bir tüy bir çalılığa takılır, hayvanın geçip gitmesinden sonra orada ansızın gözlerini açarak. Karanlığı onun adına süzmeye başlardı. Bu, yalnızca tüyün kendi çabasıyla oluşan bir şey değildi elbette. Her yanıyla görmeye, duymaya, koklamaya alışmış bir parsın, kendi parçalarına verdiği bir armağandı.
İlk Faruk Duman okumam. Ormanın içine büyülü bir dünyaya daldım. Yazar bu kitabı, 1974’te Beypazarı’nda vurulan son Anadolu Parsı’na adamış. Velhasıl kelam Orwell’ın da dediği gibi, “İki ayaklılar kötü, dört ayaklılar iyi.”
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Tavsiyeler üzerine tanışma kitabı olarak seçtim ama maalesef bir şekilde tutunamadım kitaba.
Doğanın ve aşkın tekinsizliğini ve cazibesini çok iyi anlatan bir eser. Faruk Duman’ın her eseri muhteşem!
İlk Faruk Duman okumam. Ormanın içine büyülü bir dünyaya daldım. Yazar bu kitabı, 1974’te Beypazarı’nda vurulan son Anadolu Parsı’na adamış. Velhasıl kelam Orwell’ın da dediği gibi, “İki ayaklılar kötü, dört ayaklılar iyi.”
İlk defa Faruk Duman okuyacaklara tavsiye ederim, benim de okuduğum ilk kitabıydı. Gerçek bir olaydan esinlenerek yazıldığı söyleniyor
yazarın en sade, en kolay okunur kitabı olabililir. kesinlikle tavsiye ediyorum.