Tüyler ürperten iki ölüm olayı Dedektif Kurt Wallander'in dörtgözle beklediği tatil düşlerini altüst eder. Kimliği bilinmeyen genç bir kız tarlanın ortasında kendini yakmış, eski adalet bakanı ise hunharca bir cinayete kurban gitmiştir. Polis elindeki bölük pörçük ipuçlarını birbirine bağlamaya çalışırken, katil bir darbe daha indirir. 1997 yılında İsveç'te En İyi Polisiye Roman Ödülü ve 2000 yılında İngiltere'de Golden Dagger Ödülü kazanan Yanlış Yol, parçalanmış aileleri, sömürülen kadınları, hükümetin üst düzeyindeki ahlaksızlıkları ve skandalları, sosyal ve politik yaraları ustaca bir gerilimle anlatıyor.
yazarın polisiye romanlarından beklemediğimiz derecede ağır bir anlatımı var. gereksiz ayrıntılara öylesine yer verilmiş ki okumaktan soğuyor insan. ödül almış bir roman yine de. ne tür bir ödül bilemiyorum. belki okumayı bilmeyenler derneğinin hazırladığı bir ödül olabilir. bence yazarın en büyük sorunu heyecandan yoksun anlatımı ve roman sanatı hakkında pek bir fikrinin olmaması. geriye kalan sadece düş kırıklığı..
Bu kitabı okuyalı bir kaç yıl oldu ve yorum yapmadığımı görünce dehşete düştüm..çünkü bu roman her şeyi ile muhteşem bir kitaptır..Zaten yazar bu kitabı ile bir çok ödül almış..Dedektif Wallander ın katilin peşinde müthiş bir kovalamaca yaşadığı,heyecan ve gerilim yüklü elinizden bırakamayacağınız bir roman..ben bu kitabı 2 defa okumuştum..mutlaka okuyun inanın pişman olmayacaksınız..
ilginç bir polisiye kitabı diyebilirim. diğer polisiye kitaplarından farklı olarakburda katili biliyorsunuz.. sadece polisin onu nasıl bulacağını okuoyrsunuz. birleştirilmeye çalışılan ip uçları,ard arda işlenen cinayetler vs. birbirini izliyor. okurken film izliyor gibi hissediyorsunuz kendinizi, akıcı ve kareler birbirine tam oturmuş… yalnız çok ayrıntıya girildiğinden bazı noktalarda insanı sıkabiliyor.. neyse uzun sözün kısası okursanız heyacanlı anlar yaşarsınız 🙂 tavsiye ederim
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bazı kitaplar vardır yani hem ağır ilerler hem de sürükleyici ve akıcıdır. İşte o kalitede olan çok çok güzel bir roman.
yazarın polisiye romanlarından beklemediğimiz derecede ağır bir anlatımı var. gereksiz ayrıntılara öylesine yer verilmiş ki okumaktan soğuyor insan. ödül almış bir roman yine de. ne tür bir ödül bilemiyorum. belki okumayı bilmeyenler derneğinin hazırladığı bir ödül olabilir. bence yazarın en büyük sorunu heyecandan yoksun anlatımı ve roman sanatı hakkında pek bir fikrinin olmaması. geriye kalan sadece düş kırıklığı..
Bu kitabı okuyalı bir kaç yıl oldu ve yorum yapmadığımı görünce dehşete düştüm..çünkü bu roman her şeyi ile muhteşem bir kitaptır..Zaten yazar bu kitabı ile bir çok ödül almış..Dedektif Wallander ın katilin peşinde müthiş bir kovalamaca yaşadığı,heyecan ve gerilim yüklü elinizden bırakamayacağınız bir roman..ben bu kitabı 2 defa okumuştum..mutlaka okuyun inanın pişman olmayacaksınız..
ilginç bir polisiye kitabı diyebilirim. diğer polisiye kitaplarından farklı olarakburda katili biliyorsunuz.. sadece polisin onu nasıl bulacağını okuoyrsunuz. birleştirilmeye çalışılan ip uçları,ard arda işlenen cinayetler vs. birbirini izliyor. okurken film izliyor gibi hissediyorsunuz kendinizi, akıcı ve kareler birbirine tam oturmuş… yalnız çok ayrıntıya girildiğinden bazı noktalarda insanı sıkabiliyor.. neyse uzun sözün kısası okursanız heyacanlı anlar yaşarsınız 🙂 tavsiye ederim
diğer yorumları okuyunca acaba bendemi tuaflık var diye düşünüyorum ama yine de düşüncemi yazacagım.hiç begenmedim.sıkıldım.sırf bitsin diye okuyorum.