Devirler, asırlar değişse de, insanın çektiği acılar, zulümler ve insana bu acı ve zulmü yaşatan zalimler hiç değişmiyor.1937 yılında Stalin zulmüne uğrayan Azerbaycan aydınlarının ağır işkencelerden geçirilip kurşuna dizildikleri taş bina, yıllar sonra, bir yetiştirme yurduna dönerek, kimsesiz çocukların acılarına, çektikleri azaplara, işkencelere ve onların acı çığlıklarına tanıklık ediyor.Sanki yıllar önce kurşuna dizilen aydınların ruhu, yıllar sonra yetiştirme yurdu ve yurdun bulunduğu çevredeki çocukların ruhuna sinmiş.Yazar, 77.Gün romanıyla, Azerbaycan'ın son yüz yıllık tarihinin ve talihinin acılarla dolu bir tablosunu çizerken okuyucuya geleceğe olan ümidi kaybetmemeyi de aşılıyor.
2006 gibi yakın tarih Azerbaycan’ına göz gezdirmemizi sağlıyor yazar. Eser Sumkayıt şehrinde fakir bir mahallede zar zor geçinen Karabağ gazisi bir ailenin küçük çocuğu üzerinden anlatılıyor. Sokak çocuğu olmuş kötü yola sevk olacak çocuklar, her mahallede imrenilen durumu iyi ama toprağını terk etmemiş bir aile, hapishaneyken yetimhaneye dönüştürülen ve çocuklara yapılan bağışları kendi çıkarları için satan müdür, rüşvet, yolsuzluk gibi bir çok olayı görme imkanı buluyoruz. Yakın tarih olduğu için Azerbaycan ve Türkiye’den de tanıdık bir çok isim karşımıza çıkıyor. Yetimhanedeki kızlar mesela Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı romanını okuyor
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
2006 gibi yakın tarih Azerbaycan’ına göz gezdirmemizi sağlıyor yazar. Eser Sumkayıt şehrinde fakir bir mahallede zar zor geçinen Karabağ gazisi bir ailenin küçük çocuğu üzerinden anlatılıyor. Sokak çocuğu olmuş kötü yola sevk olacak çocuklar, her mahallede imrenilen durumu iyi ama toprağını terk etmemiş bir aile, hapishaneyken yetimhaneye dönüştürülen ve çocuklara yapılan bağışları kendi çıkarları için satan müdür, rüşvet, yolsuzluk gibi bir çok olayı görme imkanı buluyoruz. Yakın tarih olduğu için Azerbaycan ve Türkiye’den de tanıdık bir çok isim karşımıza çıkıyor. Yetimhanedeki kızlar mesela Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı romanını okuyor