Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Yolculuk Notları

Kategori: Edebiyat Yazar: Blaise Cendrars Yayınevi: Can Yayınları Kampanya

Yolculuk Notları

Tanıtım Bülteni
NİÇİN YAZIYORUM?Çünkü...Çünkü: “Şiiri önce yaşamak gerek - yazılması fazlalıktır.”Çünkü: “Yazarlığım bir meslek değildir; yaşamak bir meslek değildir.”Böyle der, yirminci yüzyıl şiirinin öncülerinden, İsviçre doğumlu Fransız Blaise Cendrars.Gönüllü olarak gittiği Birinci Dünya Savaşı’nda sağ kolunu kaybedince daha büyük bir inatla yaşama ve yazına sarılan, şiir dışında roman, anı ve oyunlar da yazan Cendrars’ın, “Dostlarıma gönderdiğim kartpostallar” diye nitelediği, 1924’te yayımlandığında büyük polemiklere yol açan son şiir kitabının tamamı, Sinan Fişek’in çevirisiyle ilk kez Can Yayınları’nda.“Seviyorsan gitmek gerekKarını terk et çocuğunu terk etKadın erkek dostunu terk etKadın erkek yârini terk etSeviyorsan gitmek gerek”
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Yolculuk Notları PDF 6.23 MB İndir
Yolculuk Notları EPUB 6.96 MB İndir
Yolculuk Notları MOBI 5.49 MB İndir
Yolculuk Notları ODF 5.86 MB İndir
Yolculuk Notları DJVU 7.32 MB İndir
Yolculuk Notları RAR 4.76 MB İndir
Yolculuk Notları ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Eh, okuduklarımı bir kenara attım. Cohen’ın biyografisi bu kafayla okunacak gibi değil. Ernst von Salomon’un Soruşturma’sı neredeyse 1000 sayfa, bir de kitabın olayı değişik; Almanların II. Dünya Savaşı arifesindeki siyasi-sosyal yapısının çok ince ayrıntıları var, araştırma yapa yapa okuyorum mevzuları anlayabilmek için. Neyse, onlar beni öldürmeden hemen yolla, yolculukla, yolsuzluğumla alakalı bir şeyler okumalıyım derken Paterson’ı izledim iyi mi, ulan bunların içimi ferahlatması gerekiyordu? Kim demiş, kendi kendime uydurdum mutlu olmam gerektiğini. Ben bu filmi beş defa, on defa daha izlerim sanırım. İçimi ferahlattı ya, mutsuzluğu da uyduruyorum bir yandan ki üretebileyim. Yeni şarkılar çıksın, yeni öyküler düzeyim, yeni bir şeyler yapayım. Ebru kursuna başlayayım, raks edeyim; mesela tango. Tamam, değişim içten başlayacak falan, eyvallah da her zaman olacak iş mi bu? Değil, o zaman bir uçurtma uçurayım diye sahile gittim bugün. Uçurtma satıcıları gelmemiş. Geçtim artık ondan bundan. Şikayetçi değilim, sıkıntım biricik ama bazen söküp atasım geliyor. Kitap okuyorum ben de, kitabın biçimlendirdiği bu yeni teselliye ne ad koyayım?
Deniz.

Cendrars’ın deniz yolculukları kartpostallara yazılmış şiirlerde sabit. “‘Şiiri önce yaşamak gerek – yazılması fazlalıktır.'” (s. 17) Yaşadıklarını paylaşmak istediği için dostlarına yolladığı kartlara yazıverir şiirlerini. Satie, Cocteau, Dos Passos, Apollinaire, Miller yakın dostlarıdır, şiirlerde bazılarının adına rastlanır.

Cendrars’ın yolculukları sadece kendi içindir; durmadan ilerlemek, gitmek ister ve her şeyi ardında bırakır. Kadınlar, arkadaşlar, kentler… “Seviyorsan gitmek gerek / Karını terk et çocuğunu terk et / Kadın erkek dostunu terk et / Kadın erkek yârini terk et / Seviyorsan gitmek gerek” (s. 24) Sunduğu manzarada duyulur ama sesi yüksek değildir, bakışı bozmaz, hatta sesiyle bakışı birleştirdiği de olur. “sağır edici bir tantana taş bir duvarın geçişi / Sonra madeni bir köprünün şelalesi / Makasların aksak sazı bir garın şamarı öfkeli bir / tünelin çeneye çift kroşesi” (s. 21) Tünele girildiği an iki kulaktan gelen uğultunun titreştirdiği çeneye sahip oldum, ikinin bir olduğu böyle nadir anlarda gerçekten o yolculuğa çıkmış gibi hissederim. Güzel bir şey.

Tekillik, bütün şiirlerin izleği. Kadraja başkalarının girdiği şiirler vardır, onlarda bile bir çift kulak, bir çift göz ve bir yürekten fazlasına yer yoktur. Yalnızların uykusuyla uyudum der Cendrars, kendini uykuda bile garantiye almış yani. Yalnızlığını rahatsız edenlere muziplik eder mesela; el yazısıyla bir iki kelime istendiğinde kelimeleri yazar, bir de mürekkep damlatır ki yazdıkları okunamasın.

Cendrars’ın şiiri yüksüz, yolculuklarda yanına aldığı sandığı 57 kilo çekse de şiirlerini tartsak pek bir şey tutmaz. Az sözcüğe sıkıştırdıkları arasında ülkeler, limanlar ve çağrışanlar var. Öyle manzaralara denk gelir ki Picasso’yu Alman dışavurumcusu olarak hayal eder, uçlar birleşir.

Yoldur istediği, bir de kağıt. Hikâyelerini, duyumsadıklarını anlatsa yeter. Yolculuğun sonu yaklaştığında perişan olur, şiirini yazar, yola düşemeyenlere lombozundan dünyayı sunar. Ne güzel!

“Bugün belki de dünyanın en mutlu adamıyım / İstemediğim her şey var / Ve pervanenin her dönüşü beni hayatımda istediğim / tek şeye biraz daha yaklaştırıyor / Vardığımda belki de her şeyi yitirmiş olacağım” (s. 128)


Rahat ilerlemedi kitap , sevemedim nedense.


Kampanyalı olduğu için aldım. Ortalama şiirler diyebilirim.


Yolculuk kitapları sevenlere öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*