Kategori: Edebiyat
Yazar: Recep Seyhan
Yayınevi: Bilge Kültür Sanat
Zongo’nun Değirmeni
Tanıtım Bülteni
Hikâyelerinde, geleneksel olanla modern anlatının imkânlarını ustalıkla harmanlayan Recep Seyhan, Anadolu’daki zengin birikime yönelik kazı çalışmalarına devam ediyor. Seyhan bu kez, mübadele yıllarına götürüyor okuyucuyu ve bu topraklara değer katan farklı din ve kültürlerin bölüştükleri kaderleri paylaşıyor bizimle. Zongo’nun Değirmeni ve Flora’nın Çıngırakları ile çerçevelenen bu evrensel tema ile bireyin varoluş mücadelesine, insan olmanın erdemine, farklı bir pencereden mercek tutuyor.Kitapta, dili ve anlatımıyla öne çıkan hikâyelerden biri olan Ölü Sesleri Korosu’nda, tasavvuf/tarikat geleneğimizdeki bir uygulamaya getirilen yöntem eleştirisi ise epeyce tartışılacak gibi görünüyor.Hiç görmedikleri kuşlar girerdi o zamanın çocuklarının rüyalarına. Öyle ki gün ışımaya başladığında Şehrazat’ın, anlattığı masalın sonuna geldiğini anlarlar; hatta o sırada sarayın bahçesinden gelen kuş seslerini bile işitebilirlerdi. Bununla kalmazlar, Kafdağı’nın ardından aşk vadisine doğru süzülen Zümrüdüanka’yı; Bağdat medreselerinin kubbelerinden havalandıktan sonra önce Ahlat üzerinde yükseklerden seslenen; oradan batıya doğru kanat çırpıp Süleymaniye’de soluklandıktan sonra Tuna boylarını geçerek Kosova’daki Sultan Murad Türbesi’nin kubbesinde karar kılan Hüma kuşlarını; Belkıs’tan Hz. Süleyman’a haber getirmek üzere Yemen semalarında ha bire kanat çırpan Hüthüt kuşunu, Mekke’nin etrafındaki dağlardan inerek Ebrehe’nin ordusunu Kâbe önlerinde perişan eden Ebabil kuşlarını da görebilirlerdi o zamanın çocukları rüyalarında…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Çok güzeldi. Anlatımı akıcılıpı herşeyiyle
Daha önce dergilerden aşina olduğum Seyhanın, son öykü kitabıyla başlayalım. Bakalım, bize hangi dünyaların kapısını aralayacak? Dördüncü kitap, sağlam bir adım sayılır.
Anlatımı tamamen kendine özel olan Zongo’nun Değirmeni Recep Seyhan’ın öyküde ne kadar usta ve zamanın ötesinde bir yazar olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Özellikle son sayfalar hiç bitsin istemedim, tekrar okumak üzere kitaplığıma kaldırdım. Kitaptan bir de alıntı eklemek isterim.
‘Neden sustuğunu sordum. Yine susarak cevap verdi.
Üsteledim.
”O kadar konuştum ki bütün kelimeleri kirlettim.” dedi.’
Kitabın adı çok ilgi çekici ve öyküler de çok içimizden olan samimi hikayeler. Anlatımın titizliği de okunmaya değer kılıyor.
Tatlı, samimi ve nefis bir anlatım. Özellikle kitaba adını veren “Zongo’nun Değirmeni” ile “Ölü Sesleri Korosu” başlıklı hikâyeler bir solukta okunacak türden. “Dünya dediğin, görüp yaşadığın; fakat uyanır uyanmaz hafıza kaydından silinmiş düşlerden ibarettir.” diyor yazar.